Tamamen ahşaptan yapılan evi hiçbir ustanın yardımı olmadan kendi emekleriyle yaptığına vurgu yapan Ali Hamdi Uzunhasanoğlu, “Emekli olduktan sonra hobi olarak arıcılık ve inşaat işleriyle uğraşıyorum. İnşaat işlerini çok seviyorum ve bu işlere hala devam etmekteyim. Bana diyorlar ki sen inşaat sektöründe doktorsun. Ben inşaat doktoruyum. Ben bir gün buraya geldim. Böyle durdum burada. Dedim burada her tarafı görmek şartıyla bir kamelya düşündüm. Her tarafı cam olacaktı be burada kar yağarken ben uzandığım yerden manzarayı seyretmeyi düşündüm. Burada yapıya başladım. Önce bir tarafını yaptım. Yukarı çıktım ve baktım manzara çok güzel. Dedim bu böyle olmayacak. Ben bunu daha detaylı bir şey yapayım. Bir tarafını bir tarafını daha yaptıktan sonra düşündüm ki bu da yetmez. Bu sefer diğer tarafının inşasını da yaptım. Ondan sonra içinin donatımına başladık. Evi bu şekle soktuk. Şimdi bu gördüğümüz evde hiçbir usta gelip çivi çakmamıştır. Hep kendim yaptım. Kafamda hayal edip uygulamayı keserle yapıyorum. Şimdi bana komşularım geldi. Dediler ki, ‘Ali Hamdi buraya bu evi niye yaptın? Burada düzgün bir alanın var. Burada niye yapmadın’ Bende, ‘Düz bir alanda her yerde ev var. Herkes yapar. Önemli olan kimsenin yapmadığı bu cazibeli evi yapabilmek’ dedim. Ağır ağır ilerliyorum. İnşallah ömrüm yeterse kiralamayı da düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Kafasında düşündüğü şeyi uyarlayıp gerçekleştirebiliyor”
Evi gördüklerinde çok şaşırdıklarını ifade eden yakını Belkız Uzunhasanoğlu, “Vallahi biz ilk duyduğumuzda dedik ki ufak bir şey yapar. Kendisi söylüyordu çıkarız çay içeriz diye. Biz ilk etapta görmedik. Gelin bir bakın dediğinde biz dedik ki çay içilecek yer değil. Sen otel yapmışsın. Şaşırdık ve çok hoşumuza gitti. Bir gün inşaat mühendisi oğlum geldi. Çatı bağlamalarını görünce, ‘Amca, bu imkansız’ dedi. Gerçekten abimde çok büyük bir yetenek var. Bir şeyi düşündüğü zaman onu hiç deftere dökmeden inşaata dökebiliyor. Kafasında düşündüğü şeyi uyarlayıp gerçekleştirebiliyor” şeklinde konuştu.