Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, çeşitli ziyaretler için geldiği Kayseri’de yaptığı açıklamada, "Yakında bir seçim atlattık. Üst üste 2 seçim atlattık. Bizler birinci seçimde Sayın Cumhurbaşkanımızın seçilmesini ümit ediyorduk. Bundan dolayı da gayret ettik ama yarım puanlık bir eksikle ikinci seçimlere sonuç almak kaldı. Geleneklerimizde, 'Vuku bulanda hayır vardır' diye güzel bir söz vardır. Öyle inandık ve 15 gün içinde yine biz kendimizi anlatmaya devam ettik. Düşündüklerimizi ifade etmeye gayret ettik. Milletimizin de takdiri tecelli etti. Yüzde 52 üzerinde bir oyla Sayın Cumhurbaşkanımız yeniden cumhurbaşkanlığı makamına oturdu. Kaldığımız yerden yeniden, 'Bismillah' diyerek devam ediyoruz. Değerlerimizi ön plana çıkararak yeni ‘Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek için gayret ediyoruz." dedi.
6 Şubat'ta meydana gelen depreme değinen Özhaseki, "Önümüzdeki günlerde bizi bekleyen çok önemli sorunlar var. Deprem özellikle, 'Asrın afeti' olarak nitelendirilse de şahsi kanaatim; Anadolu'da kurduğumuz bin yıllık medeniyetimizin karşılaştığı en büyük felaket ile karşı karşıya kaldık. Deprem, 11 ilimizi, 100'e yakın ilçemizi ve 1000'e yakın köyümüzü etkiledi. Depremden 14 milyondan fazla insanımız etkilendi ve 50 binden fazla canımızı kaybettik. Maddi hasarı hiç sormayın. Epeyce bir yük bizi bekliyor. 680 bine yakın konut inşaatını ve 170 bin civarında da tek katlı depo, iş yeri, ahır, köy evi gibi yerleri de yapıyoruz. Toplamda 850 bin bağımsız birimi, hükümet olarak yapmaktayız. Sayın Cumhurbaşkanımız o bölgelerde depremden sonra vaziyet alıp bütün yaraları sarmak için gayret ettiği gibi, ekibiyle birlikte bu zararları tazmin için sözler verdi. Biz bunları emir kabul ediyoruz ve programımızı ona göre yapıyoruz. Çalışmaları da başlattık." diye kaydetti.
Geçmişte kalan depremin yaralarını sarmak için gayret ettiklerini belirten Özhaseki, "Bir taraftan da önümüzdeki günlerde oluşabilecek her türlü afetten ülkeyi korumak için gayret edeceğiz. Şunu herkesin bilmesi lazım; Türkiye cennet gibi bir ülke ama en büyük dezavantajı da depremselliğidir. Biz deprem ülkesiyiz. Bunu böylece kabul edelim. Son 100 yıl içinde bu memlekette olan, 'yıkıcı' diye adlandırdığımız 6 ve üzerinde şiddetli depremin sayısı 60 civarında. Ölen insanlarımızın sayısı 150 bin. Maddi hasar zaten 100 milyarlarca dolar cinsinden rakamlarla ancak ifade edilebilir. Böyle olunca bizim deprem gelmeden hazırlığımızı ona göre yapmamız icap ediyor. Özellikle 1999 depreminden sonra yeni yönetmeliklerin değişmesi ülkede zaten birçok konutun yıkılmamasını sağladı ama bu depremin de yine bize bir ders olarak ve bundan sonrasıyla ilgili de ortaya koyacağımız işaret taşlarına adeta yol arkadaşlığı yapacak şekilde yeni yönetmelikler ve kanunlar yapmamız icap ediyor. Özellikle başta İstanbul olmak üzere birçok şehrimizi deprem gelmeden daha sağlıklı ve güvenli hale getirmek için de bir gayretimiz olacak." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)