“Cüzzamlı ve humma hastalığında tedavi amaçlı kullanıldığı söylenmektedir” “Külliyelerde fırın, kalmak için yerler ve ibadet için mescit varmış” diyen Aksu, “Yine o dönemde Evliya Çelebi’nin Seyahatname'sinde buranın cüzzamlı ve humma hastalığında tedavi amaçlı kullanıldığı söylenmektedir. Suyun içindeki balıklar tedavi amaçlı kullanılmış, o yüzden ‘Balıklı Tekkesi’ veya ‘Balıklı Göl’ olarak da bilinmektedir. O dönemden bugüne kadar hiç kesilmeyen kaynak suyunun nereden geldiği belli olmayan bir yerdeyiz. Çocuklarımız, gençlerimiz yazın yüzme amaçlı bu süs havuzundan faydalanmaktadırlar. Aldığımız bilgiye göre buranın Balıklıgöl gibi çok güzel bir tesisle süsleneceğini ve bizim verdiğimiz projelerde suyun şehrin içinde gezebilecek kadar güçlü bir suyu olduğunu söyledik. İçinde devamlı canlı balıkların olduğu ve insanların buraya turizm amaçlı geleceği bir yer olarak tahmin ediyoruz” dedi.
“Diyarbakır’da 130 adet çeşme var” Alan için kamulaştırma kararı alındığı bilgisi olduğunu belirten Aksu, “Etraftaki gecekondular kamulaştırılıp buraya çok güzel bir Balıklıgöl şeklinde tesis olarak kazandırılması düşünülüyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatname'sinde yazdığı Diyarbakır’daki kaynaklar kentin içinde doğduğu için bu şehir düşmanlar tarafından işgal edilemedi. Eğer ki su kaynakları dışarıda olsaydı keserlerdi ve şehir çabuk alınırdı. Yine Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde buranın önemini anlatır ve Diyarbakır’da 130 adet çeşmenin olduğunu söyler. Biz de çocukken her mahallede bir kastal vardı. Bunlar da tamamen temiz suydu. Şu suda pırıl pırıl ve içilebilir bir su. Bunun değerlendirilmesini istiyoruz. Bunun gibi Diyarbakır’da kaynaklar, sular var. Küppeli, Dingilava havuzu ve şu an üstleri kapalı. Sesleniyoruz, onların üstünü de açın. O kadar güzel sular boşa gidiyor ve dünyada böyle bir eser yok. Maalesef kullanamıyoruz ve yapılmıyor” şeklinde konuştu.