Savaşın başından bu yana Gazze’ye gidip yaralı sivillere yardım etmek için çabaladığını ve gittiğini söyleyen Kamacı, “Savaşın başından beri Gazze için bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Boykotlar, yürüyüşler, sessiz yürüyüşler gibi faaliyetlerimiz oluyordu. Bu yapılan zulmü dünyaya duyurma adına, önleme adına elimize ne gelirse yapmaya çalışıyorduk. Gazze’ye gitmenin yolunu da bir yandan arıyordum. Yaklaşık iki ay önce de böyle bir fırsat elimize geçti. Uluslararası bir insani yardım derneği ve Avrupa Filistinli Hekimler Derneği aracılığıyla Gazze’ye gitmeye karar verdim. Mısır, Birleşmiş Milletler ve İsrail tarafından onay çıktı. 18 Mart’ta Gazze’ye gittim. Avrupa ve Amerika’dan gelen hekim arkadaşlarla 25 kişilik bir ekiple Gazze’ye gittik. İki hafta kadar Gazze’de sağlık hizmetimizi verdik. Dün akşam yurda döndük” dedi. “İsrail, orada çocuklarla savaşıyor”
Kamacı, sözlerine şöyle devam etti:“Acile getirilen çocuk olsun büyük olsun; kolu kırılmış, bacağı kırılmış, kafasının derisi soyulmuş, akciğeri patlamış çocuklar hiç feryat etmiyordu. Bu insanlar ağrı mı duymuyor, duydukları ağrıyı hissetmiyorlar mı? Bu kadar acıya alışmışlar artık tepkisiz hale mi gelmişler? Ben tıbbi olarak bu duruma çok şaşırdım. Bu mucizevi bir şey.” Avrupa Hastanesinde görev yaptığını söyleyen Kamacı, Şuheda el-Aksa Hastanesinin 3 gün önce bombardımanlara maruz kaldığını, o esnada kendi hastanelerinin de sallandığını ifade ederek, “Gazze’de hastanelerin çoğu yıkıldığı için birkaç tane hastane ayakta kalmış ve bütün acil hastalar Han Yunus ile Refah şehirlerinin arasındaki Avrupa Hastanesi’ne yönlendiriliyordu. Orada, enkazdan çıkarılmış, yanmış, kolu kırılmış, sniper silahlarla vurulmuş veya bombardımandan yaralanmış hastalara acil deniliyordu. Karnı veya başı ağrıyan hastalara acil olarak bakılmıyordu. Sadece bahsettiğim vakaları alıp tedavi ediyorduk. Çünkü hastanede fazla ameliyathane yoktu. Bazen 50-60 hasta birden enkazdan çıkarılıp geliyordu ama hastanede 7 tane ameliyat salonu vardı. Gazze’de Avrupa Hastanesi ve Şuheda el-Aksa Hastanesinde ameliyat yapılabiliyordu ki, 4 gün önce maalesef orayı da bombaladılar. Biz oradayken bomba düştü. Bize 3 kilometrelik bir mesafede yaşandı. Şuheda el-Aksa Hastanesinin bahçesine düşen bombalarla bizim hastanemiz sallanıyordu. O basıncın etkisiyle kapı ve pencereler çarpıyordu. Benim olduğum hastaneye oradayken herhangi bir saldırı olmadı” ifadelerine yer verdi.
“Bomba sesleri hiç susmuyordu”