“10 aydır en vahşi bombardımanlarla arkalarına emperyalist devletleri alarak oradaki Müslümanları yok etmeye çalışıyorlar” Emperyalist ülkelerin işgal rejimine yaptığı desteklerle onları uçuruma doğru sürüklediğini vurgulayan Nas, “Siyonist işgalcilerin yıllardır Filistin'de yaptıkları ve en son olarak 10 ayı aşkın tüm canavarlıkları ile şiddetlendirdikleri bir katliam süreciyle karşı karşıyayız. İşgal rejimin asıl istekleri Filistin'de onların dışında kimsenin kalmaması isteğidir. Bu gerek öldürerek olsun gerek sürgün ederek olsun veya onlara diz çöktürerek olsun. Onlar tıpkı İspanya'da Müslümanlara uygulanan ‘ya Hıristiyan olursunuz ya da buradan gidersiniz ve ölürsünüz’ tercihini dayatıyorlar. Bu tür tercihle Müslümanları yüz yüze bırakıyorlar. 10 aydır en vahşi bombardımanlarla arkalarına emperyalist devletleri alarak oradaki Müslümanları yok etmeye çalışıyorlar. Herkesin malumudur ki emperyalist ülkelerin onlara desteği aslında onları uçuruma doğru sürüklemedir. Çünkü israilin çevredeki insanlara zarar vererek yaşamını sürdürme imkânını yok ediyor. Aslında kendi yok oluşuna doğru süreci hızlandırıyorlar ama tabi ki biz bu süreçten ziyade şu anda içimiz orada katledilen, evleri yıkılan, hastaneleri yok edilen, ibadethanelere bile sığındıkları zaman güvende olmayan insanların derdindeyiz. Bu dert bizi rahatsız etmeli ve bu rahatsızlık bizi harekete geçirmelidir.” ifadelerini kullandı.
“Filistin’deki direniş, batı ülkelerinde birçok insanın İslam'a yönelmesine de vesile oluyor” Filistin ve Gazze’deki acı olaylar konusunda her bir Müslüman bireyin kendine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirme bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Nas, “Gazze'deki direnişçiler, işgal güçlerine karşı beklenenden daha güçlü bir direniş gösteriyor. Bu direniş, dünya genelinde büyük bir hayranlık uyandırırken Batı ülkelerinde birçok insanın İslam'a yönelmesine de vesile oluyor. Direnişin kararlılığı ve imanı, İslam'ın direniş ruhunu tüm dünyaya gösteriyor. Ancak bu süreçte bizlerin de katkısı olup olmadığını sorgulamak zorundayız. Protestolar, yürüyüşler ve basın açıklamaları gibi eylemler, idarecileri ve yetki sahiplerini harekete geçirmek için önemli adımlardır. Bu eylemler, her ne kadar beklenen etkiyi oluşturmasa da, mevcut koşullarda yapılabilecek en somut adımlar arasında yer alıyor. Herkesin sorumluluğu, kendi imkânları ölçüsündedir ve Yüce Allah bizden gücümüzün yettiği kadarını yapmamızı istiyor. Şu andaki Gazze’deki Müslümanlar da güçlerinin yettiklerini yapıyorlar. Yüce Allah onlara ya zaferi ya da istedikleri şehadeti nasip eder." şeklinde aktardı.