"Kendi sesimi nasıl ulaştırabilirim ya da benim sesim Gazze için nasıl çıkabilir diyerek kanun yapmayı düşündüm" 27 yıllık kanun yapımı ustası olduğunu belirten Zafer Kibar, "Yaptığımız iş kanun yapımı. Ben kanun yapımcısıyım icracı değilim. Benim bir dilim olmalı dedim; Gazze. Gazze'de bir ses yükseliyor, bir feryat var ve kimse bu durumla ilgilenmiyor ya da sesimizi duyuramıyoruz. Sosyal medyada paylaşmak ancak bizimle olan şeylerin gördüğü şeyler sadece. Yurt içinde ve yurt dışında bizi beğenen, bizimle ilgilenen genellikle aynı derdi paylaşan bir grup oluyor. Herkesin grubu böyle. Ben de kendi sesimi nasıl ulaştırabilirim ya da benim sesim Gazze için nasıl çıkabilir diyerek kanun yapmayı düşündüm. İlk düşündüğümde bu kanununu Gazzeli genç bir arkadaşımıza vermeyi düşündüm. 7 Ekim'den önce daha çok göz önüne çıkmaya başlamıştı; videoları daha çok dolaşmaya başlamıştı. İlk önce ona vermeyi düşünmüştüm sonra bu çocuğa ulaşamadım. Bir isim var ama ulaşabileceğim biri yoktu, olaylar başlayınca her şey alt üst oldu zaten." dedi.
"Geri durmayalım bir şeyler yapalım ama ifademiz oraya yansısın istedik" Kafasındaki projenin 7 Ekim sonrasında oluştuğunu aktaran Kibar, "Olaylardan 1-2 hafta sonra düşündüğüm bir şey o zamanlar sadece nasıl olur diye düşünme zamanlarıydı. Baktık çocuğa ulaşamıyoruz ve ulaşamayacağız; bu gidişle de olmayacak. Geri durmayalım bir şeyler yapalım ama ifademiz oraya yansısın istedik. Mescid-i Aksa, hepimizin yüreğinin kanadığı ve vicdanınızın yumuşadığı yer. İkincisi Gazze olmalı dedik. Bu arada Hanzala'yı keşfettim; açıkçası daha öncesinde bilmiyordum, görsel olarak gördüğüm ama manasını bilmediğim bir konuydu biraz araştırma yapınca Hanzala'yı gördüm ve bu konuda iyi bir çalışma olacağını düşündüm. Kanunun arkasına onu nakşettik. Kanunu satarak gelirini Gazze'ye bağışlama fikri oluştu. Devamında, 'bu yeterince ses getirmez, sadece maddi bir yardım olur' dedim. Yaptığımız şey daha çok insana hitap etsin bizim sesimiz belki az çıkıyor ama vurgusu güçlü olur diyerek zanaatkarın verdiği bir güçle organizasyon içerisine katabilirsek bazı kuruluşların yaptığı etkinlikler, kermesler... biraz daha üst segmentte bir çalışmanın içerisine girersek hem maddi olarak değer artar dedik. Evvela yapalım bu arada konuyla ilgili bir destek alabileceğimiz kişilere ulaşalım dedik." şeklinde konuştu.
"Zanaatkar ve sanatçı insanlar katıldığında herhangi bir şeyin sesi farklı çıkıyor" Sanatçıların Filistin'de yaşanan soykırıma ses vermesinin önemli olduğunun altını çizen Kibar, "Sanatçıların sesi farklı çıkıyor. Konu önemli bir şey; zanaatkar ve sanatçı insanlar katıldığında herhangi bir şeyin sesi farklı çıkıyor. Bence ne kadar sanatçı ve zanaatkar katılırsa ses o kadar güçlü ve farklı çıkar. Sıradan seslerin içerisinde farklı sesler her zaman dikkat çeker. Bugün burada kendimize hitap ediyoruz ama bazı takip eden başka bir ülkelerden bir sürü insan var. Bizim sesimiz onlara daha rahat ulaşıyor, daha farkındalık yaratıyor. Çabalamazsak sadece kendi içimizdeki basit hareketlerle kalırız. İnşallah bütün sanatçılar kendince ses vermeye katılır. Mazlumlar için bir harekete döner, bir başlangıç olur." ifadelerini kullandı.