“Vakıf olarak icra ettiğimiz aile seminerlerindeki amaç bilinçlenme ve bir farkındalık uyandırma niyetiyle yola çıkıyoruz” Ailenin önemine vurgu yapan Taş, ailenin İslam düşmanları tarafından parçalanma hedefinde bulunduğunu dolayısıyla bugünün çekirdek ailesinin artık son kale olduğunu belirterek, “Aile son kaledir. Niçin son kale? Çünkü bizleri böle böle, parçalaya parçalaya en son buraya kadar indirgediler. Biz önce bir ümmettik, sonra devletlere böldüler. Devletleri kendi içinde, Kürt’ü, Türk’ü, Arap’ı, Zaza’sı, Fars’ı diye ayırdılar. Suni sınırlar çizdiler. Daha sonra etnik kimlikler, mezhepler üzerinden ayırdılar bizleri. En son 20-30 yıl öncesine kadar elimizde geniş bir aile kalmıştı. İçerisinde dedelerin, nenelerin, amcaların, teyzelerin olduğu. En azından bir oto-kontrol mekanizması sunan koruyucu bir kurumdu. Onu da yıktılar. Şimdi çekirdek aile dedikleri, bireyselliği, bencilliği öne çıkarıldığı sadece anne, baba, bir de çocuklar. Akraba yok, Sıla-i Rahim yok, konu komşu yok. Böyle dar zindanlara hapsedilmiş bir mesele. Dolayısıyla çekirdek ailemiz artık bizim son kalemizdir. İslam düşmanları bu son kaleye dâhil göz dikmişler. Orayı bile parçalamak istiyorlar. Ceplerimize soktukları cep telefonlarıyla, internetle o evin içini dahi öyle bırakmıyorlar. Aile de düşerse korkarız ki geriye bir şey kalmayacak. Dolayısıyla bu yapmış olduğumuz seminerler bu anlamda önemlidir. Aile seminerleri en azından bir bilinçlenme, bir farkındalık uyandırma niyetiyle bizler vakıf olarak yola çıktık ve bu hususta istiyoruz ki başka kendimiz ve ailelerimiz bu hususta ziyadesiyle istifade edebilsin.” şeklinde belirtti.
“Peygamberimiz evlere girip çıkan, ailelerin meseleleriyle ilgilenen ve birçok evde ders veren kıymetli bir Peygamberdi” Tüm İslam âlemine örneklik teşkil eden Peygamber evi hakkında konuşan Taş, “Peygamber evi insanın içine huzur serpiştiren bir iklim havasıdır adeta. Öyle bir iklim ki, kulağa hoş gelen bir namedir. Ammar’ların rahatlıkla gelip, dert döktüğü bir evdir. Hazreti Bilal'in özgürlüğüne kavuştuğu bir evdir Peygamber evi. Hazret-i Zeyd'in anne ve babasının eksikliğini hissettirmeyen bir evdir. Ebu Hureyre'nin himaye olduğu, açlığını giderdiği bir evdir. Her sahabenin dünyasında peygamber evinin istisna bir yeri vardır. Onun için biz Peygamber evi dediğimiz vakit sadece Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın evini de kast etmiyoruz. Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın mektebinde yetişen o ashabı oradan aldığı ders, hikmetle, ibretle kendi evlerini de Peygamber evine dönüştüren ve sadece o da değil, Peygamberimizin dokunduğu evler vardır. Yani Peygamberimiz evlere girip çıkan, ailelerin meseleleriyle ilgilenen ve birçok evde ders veren kıymetli bir Peygamberdi. Onun için Peygamber evi denildiği vakit sadece Peygamber Efendimiz Aleyhisselam’ın evi değil bizzat Ashabın da tek tek Peygamber evine dönüştüğü evlerden de bahsediyoruz. Peygamber evi herkes olay ulaşsın diye Mescidin hemen bir içinde yapılmıştı. Sözüm ona şimdiki idarecilerimizin, yöneticilerimizin, valiliklerimizin, bakanlarımızın insanların ulaşamadığı, güvenlikçilerin kapıda sizi durdurduğu evler değildi. Hayatla iç içe, insanlıkla iç içe, ashap ile iç içe, öyle ki elimi uzatsam yetişebileceğin tarzdaydı. Savaşta da Peygamber Aleyhiseelam’ın çadırı bütün sahabenin bulunduğu tam ortasındaydı.” şeklinde katardı.