?>

Serebral palsili çocukların yaşam konforunu artırmak mümkün

Uzmanlar, serebral palsi hastalarının hiçbir zaman “tamamen” iyileşmediğini ancak ancak iyi rehabilitasyon uygulamaları ile hastaların bağımsız bir yaşam kurabileceğini, eğitim alabileceğini ve sosyal rollerine devam edebileceğini belirtiyor.

Sağlık - 2 yıl önce

Halk arasında beyin felci olarak bilinen serebral palsi, çocuklarda görülmekte ve doğumdan önce, doğumda ya da doğumdan sonra herhangi bir sebeple beyin dokusundaki hasara bağlı ortaya çıkmaktadır.
Prof. Dr. Ümit Dinçer, serebral palsi ve fizik tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. 
Erken doğan bebeklerde sık görülüyor
Serebral palsinin, bir çocuğun doğumdan önce, doğumda ya da doğumdan sonra herhangi bir sebeple beyin dokusunda gelişen hasarlar sebebiyle oluşan ilerleyici olmayan bir beyin hastalığı olduğunu belirten Dinçer, oocuklarda beyin felci olarak da tanımlandığını hatırlattı.
Dinçer, "Etken beynin oksijenizasyon sorunu, enfeksiyonlar, kanamalar, ağır sarılık, genetik veya nörolojik hastalıklar olabilir. Hastalığın genel karakteri ilerleyici olmamasıdır. Yani sabit, permanent denilen bir beyin hasarından bahsedebiliriz. Ancak hastalığın vücudun periferindeki yani kollarda, bacaklarda ya da sistemler üzerindeki etkileri değişkenlik gösterebilir. En önemli problemlerden biri kas fonksiyonları üzerindeki etkileridir. Beyin hasarına bağlı olarak kas güçsüzlüğü, spastisite (istemsiz kas gerginliği), distoni (istemsiz hareketler) ve ataksi (denge bozukluğu) dediğimiz tablolarla kendini gösterebilir. Her ne kadar beyindeki hasar sabit olsa da bu sayılan tablolarda bazen artış, bazen azalma yaşanabilmektedir. Bu yönüyle dinamiktir ancak beyin hasarı yönüyle dinamik değildir." dedi.
Risk gruplarına dikkat!
Bu hastalığın en fazla erken ve düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelmiş olan çocuklarda görüldüğüne işaret eden Dinçer, "Yani prematüre ve 1.5 kg’ın altında doğmuş olan çocuklarda serebral palsi görülme ihtimali diğer çocuklardan çok daha yüksektir ancak her şeyiyle normal dünyaya gelmiş çocuklarda da serebral palsi görülebilmektedir." diye belirtti.
Çocuğunuzu iyi gözlemleyin
Serebral palsinin erken ortaya çıkan belirtilerinin, çocukların gelişim evrelerini izlenerek görülebildiğini ifade eden Dinçer, "Bir çocuk doğduktan 3 ay sonra en geç baş kontrolünü yapabilmeli, 9 ay sonra oturabilmeli, 12-14. aylarda yürüyebilmelidir. Eğer bir çocuk 5-6. aylarda hala baş kontrolünü sağlayamıyorsa, 8. ve 9. aylarda oturamıyorsa, 1 yaşına geldiğinde adımlama ya da sıralama fonksiyonlarını kazanamamışsa bu çocuklarda bir problem olduğunu düşünmeliyiz. Çoğul gebelik, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, kordon dolanması gibi doğum esnasında zorluklar yaşanması durumuna fonksiyon kazanımlarındaki gecikmeler de eklendiğinde çocuğun serebral palsi olma ihtimalinden şüphelenilir." ifadelerini kullandı.
Tanıda geç kalınmaması önemli
Dinçer, şöyle devam etti:
"Serebral palsi tanısı şüphelenmekle başlar. Dolayısıyla ilk bulgular ailede veya takiplerini yapan çocuk hastalıkları uzmanının şüphelenmesi ile başlar. Sonra Pediatrik Nöroloji uzmanları tarafından önce çocuktaki motor, nörolojik ve mental gelişimdeki sorunlar değerlendirilir. Bazı klinik değerlendirmelere eşlik eden MR incelemeleri ile beyindeki hasarlar tanınabilir. Nihayetinde belli bir aşamaya gelmiş ve ilerleyici olmayan beyin hasarı netleşirse serebral palsi tanısı klinik olarak da netleşir. Ancak ailelerin izleyebileceği yol şu olabilir. Eğer çocuk çoğul gebelikten biriyse yani ikiz ya da üçüz bebekten biriyse, düşük doğum ağırlığı ile doğmuşsa, erken doğmuşsa (özellikle 28. haftadan önce) ve motor gelişim evrelerinde gecikme varsa bu çocuk geç kalınmadan çocuk nörolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir."
Modern tedavi uygulamalarından faydalanın
Serebral palsili hastalarda pek çok problemin eşlik edebileceğini söyleyen Dinçer, "En önemlisi kas ve kas koordinasyonunu ilgilendiren motor becerilerde yaşanan sorunlardır. Dolayısıyla süreçte en önemli şey rehabilitasyon perspektifiyle bakmaktır. Yani çocuğun başını kontrol edebilir, yürüyebilir, oturabilir ve ayakta durabilir hale getirmek için yapılacak olan rehabilitasyon çalışmalarıdır. Ancak hastalığın ağırlığına bağlı olmak üzere çocuklarda başka nörolojik problemler de olabilir. Örneğin, epileptik ataklar, yutma güçlüğü, solunum ya da otonomik problemler vb. eşlik edebilir. Bu eşlik eden problemler de usulünce tedavi edilmelidir. İlerleyen zamanlarda tedaviye eşlik etmesi gereken uygulamalardan bazıları ortopedik operasyonlardır. Yani çocukta kas iskelet sistemi ve ekstremitelerde yani uzuvlarda (kalça, diz, ayak bileği ve ayak) bazen spastisite adı verilen şiddetli kas gerginliklerinin belirlediği deformiteler söz konusu olabilir. Bu tablolar eğer rehabilitasyon ve ortez (yardımcı tıbbi cihazlar) ile kontrol edilemez ise ortopedik cerrahi uygulamalarıyla ortadan kaldırılması gerekebilir. Ancak her serebral palsili aynı semptom ve bulgularla doğmaz. Dolayısıyla her çocuğun ihtiyacı onun için yapılacak olan özel değerlendirme ve tedavilerle bertaraf edilmelidir. Hatta temel rehabilitasyon uygulamaları dahi bireyselleştirilmelidir." diye konuştu.
Dinçer, "Temel amaç motor gelişim aşamalarını tamamlamak ve beceri düzeyini arttırmaktır. Tedavinin ekseni Fizyoterapi yani rehabilitasyondur. Özel rehabilitasyon uygulamaları nörogelişimsel destek sağlarken, spastisitenin sebep olduğu tabloların tedavisinde ortez, yardımcı cihazlar, botulinum toksin (botoks) ve medikal tedaviler kullanılabilir. Bir fizyoterapistin birebir çalışması ile giden rehabilitasyon çalışmalarında zaman zaman sofistike cihazların (ileri teknoloji cihazları, robotlar vs.) kullanımı da söz konusu olabilir. Denge, kas güçlendirme çalışmaları için havuz tedavileri, hippoterapi gibi alternatifler de kullanılabilir." diye ekledi.
Çocuğun yaşam kalitesi artırılıyor
Beyindeki lezyonun tamamen ortadan kalkmadığını ifade eden Dinçer, "Ancak ilgili sorunlar iyi rehabilitasyon uygulamalarıyla ortadan kaldırılabilir. İyileşmeden kasıt şudur: Hastalar tutulum şekillerine bağlı olmak üzere özellikle hemiplejik ve diplejik olan çocuklar normal gelişimlerini geç de olsa yakalayabilirler, yürüyebilirler, okula gidebilirler, öğrenim hayatlarını tamamlayabilirler, meslek sahibi olabilirler ve sosyal rollerini tamamen oynayabilirler. Tetraplejik olanlarda yani hem kol hem bacak tutulumu olanlarda gerek mental gerekse fiziksel olarak gecikmeler kalıcı olabilir. Dolayısıyla onlardaki beklentiler biraz daha düşüktür. Ancak tam kür yani tamamen iyileşme maalesef bu hastalıkta söz konusu değildir. Amaç mevcut durumda maksimum bağımsızlık seviyesine çıkabilmektir." değerlendirmesinde bulundu. 
Haftanın Öne Çıkanları

Gökçeada'da çıkan orman yangını

2023-07-15 19:20 - Güncel

Meclis olağanüstü toplanıyor

2023-07-19 19:19 - Siyaset

YKS sonuçları bugün açıklanacak

2023-07-20 00:16 - Eğitim

Kırklareli'nde uyuşturucu ve kaçakçılık operasyonu: 27 gözaltı

2023-07-17 09:59 - Güncel

Elektrik tüketiminde rekor tazelendi

2023-07-14 23:59 - -

Türkiye ile Katar arasındaki ortak bildiride ekonomi ve ticari işbirliği vurgusu

2023-07-18 20:57 - Güncel

İmam Hatip Araştırmaları Merkezi kuruldu

2023-07-19 12:45 - Eğitim

Adli tatil başladı

2023-07-20 08:16 - Güncel

Diyarbakır'da trafo patladı: 2 yaralı

2023-07-18 11:50 - Güncel

Adana'da kavurucu sıcaklar bunaltıyor (videolu)

2023-07-15 14:16 - -

İlgili Haberler

Kolesterolü düşürüyor, kanserden koruyor!

02:53 - Sağlık

Erzincan’da karlı dağları aşan paletli ambulanslar hastaların derdine derman oluyor

02:48 - Sağlık

Erzincan’da 2024 yılında 1 milyon 170 bin doz aşılama gerçekleştirildi

01:32 - Sağlık

Kanser Vakaları Kadınlar ve Gençlerde Artıyor!

15:28 - Sağlık

Karatay’dan Olay Yaratan açıklamalar

14:26 - Sağlık

Günün Manşetleri

Sur'da Tarihi Mekanlar Vatandaşlarla Dolu

15:43 - Diyarbakır

Diyarbakır’da Cep Telefonu dükkânında patlama!

15:17 - Diyarbakır

Diyarbakır'da şüpheli paket paniği!

15:13 - Diyarbakır

Okul öncesi eğitimde nelere dikkat edilmeli!

14:18 - Diyarbakır

Diyarbakır'daki İslami STK'lardan ateşkes açıklaması

14:09 - Diyarbakır