?>

Abdullah bin Süheyl (r.a.)-2

Yusuf ARSLAN

6 yıl önce

 

İki ordu Bedir’de karşılaştılar. Hz. Abdullah bedenen müşriklerin arasında bulunsa da, ruhen Müslümanların yanındaydı. İç dünyasında Re­sû­lul­lah’a kavuşmanın, müşriklere karşı kılıç kullanmanın hesaplarını yapıyordu. Müşrikler sayıca çok fazlaydı. Bir an önce Müslümanların safına geçmek gerektiğini düşündü. Nihayet bir fırsatını buldu. Âni bir hamle yaparak mücahitlere iltihak et­ti. Artık aylardır kurduğu hayaller gerçekleşmişti. Ölse de gam değildi.
Babası, oğlunu Müslümanların safında görünce çok kızdı, ağır laflar söyle­di. Fakat Abdullah’ın (r.a.) bunlara aldıracak vakti yoktu. Babasına, “Cenâb-ı Hak bunu benim için hayırlı kıldı.” cevabını verdi. Sonra da bütün kiniyle müş­riklere saldırdı. Zaten hep bu ânı beklemişti. Bu savaşta çok büyük kahraman­lıklar gösterdi. Peygamberimizin takdirini kazandı. O sıralar 27 yaşında bulu­nuyordu.
Hz. Abdullah, Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara katıldı. Umre Sefe­ri’nde bulundu. Bu arada kendisini derinden üzen bir hadiseyle karşılaştı: Müş­rikler, Peygamberimizi Mekke’ye sokmak istemiyorlardı. Fakat barış tarafta­rıydılar. Bunun için Süheyl bin Amr’ı görevlendirdiler. Süheyl, anlaşmanın ba­şına Besmele yazılmasına ve Peygamberimizden “Allah’ın Resûl’ü” olarak bahsedilmesine itiraz etti. “Biz senin Re­sû­lul­lah olduğuna iman etseydik zaten senin­le savaşmazdık!” dedi. Peygamberimiz bu anlaşmada Süheyl’in bütün şartlarını kabul etti. Müslümanlardan bazılarını da buna şahit gösterdi. Şahitlerden birisi de Abdullah’tı.
Babasının Re­sû­lul­lah’a karşı bu saygısız davranışı, Hz. Abdullah’ı çok üzdü. Mahcubiyetinden başını yere eğdi.
YAZARIN DİĞER YAZILARI