Bu büyük sahabi, kumandanlık vazifesini de başarıyla yerine getirdi.
Cenâb-ı Hak katında duası kabul edilen bir sahabi olarak tanınan Hz. Alâ’dan, bazı kerametler zuhur ettiği de olurdu. Birçok defa onunla beraber bulunan Hz. Ebû Hüreyre, gördüğü manevi hâller sebebiyle ona olan sevgisinin devamlı arttığını söyler.
Alâ bin Hadramî’nin kumandasındaki ordu İran topraklarında ilerlerken, mücahitlerin suları tükenmişti. Düşman askerleri, Müslümanları hâlsiz düşürmek için o havalideki bütün kuyuları kapatmışlardı. Su bulmak mümkün değildi. Hava çok sıcaktı. Hz. Alâ, mücahitlerle birlikte iki rekât namaz kıldı. Daha sonra da ellerini dergâh-ı İlahîye açarak Cenâb-ı Hakk’a duada bulundu. Hemen sonra Yüce Allah’ın yardımı yetişti. Kumların altından su kaynamaya başladı. Mücahitler o sudan içtiler, abdest aldılar, su kaplarını doldurdular ve oradan ayrıldılar. Askerlerden birisi konak yerinde bazı eşyalarını unutmuştu. Almak için döndüğünde, biraz evvelki su kaynağının kaybolmuş olduğunu gördü…
Hz. Ebû Hüreyre, Hz. Alâ ile olan bir diğer hatırasını da şöyle anlatıyor:
“Alâ ile Basra’ya gitmek üzere yola çıktım. Liyas mevkiine vardığımızda Hz. Alâ vefat etti. Yanımızda onu yıkayacak kadar su yoktu. Cenâb-ı Hak o esnada yağmur yağdırdı. Yağmur suyuyla onu yıkadık. Kılıçlarımızla kabir kazdık ve defnettik. Sonra oradan ayrıldık.”