Peygamber Efendimiz geceyi burada geçirdi. Sabahleyin Büreyde (r.a.), Peygamberimize gelerek, “Yâ Resûlallah, yanınızda bir bayrak olmadan Medine’ye girmeniz doğru olmaz.” dedi. Sonra da sarığını çıkarıp mızrağının ucuna bağladı. Medine’ye girinceye kadar Peygamberimizin yanında taşıyarak yürüdü. Hz. Büreyde, bir müddet Medine’de kaldıktan sonra tekrar memleketine döndü.
Büreyde (r.a.), Hicret’in 6. senesinde Medine’ye hicret etti. Bu sebeple Bedir, Uhud ve Hendek Savaşlarına katılamamıştı. Hudeybiye Sulhü’ne iştirak etti. Rıdvan Biatı’nda bulundu. Hayber’in ve Mekke’nin Fethi’ne katıldı. Daha sonra Hz. Hâlid’in ve Hz. Ali’nin maiyetinde bazı seriyyelerde bulundu. Peygamberimizle birlikte diğer bütün savaşlara iştirak etti.
Büreyde (r.a.) fazilet sahibi bir sahabiydi. Peygamberimize her hususta itaat ederdi. Resûlullah’ın yanında onun ayrı bir yeri vardı. Peygamberimizin huzuruna teklifsizce girip çıkabilirdi.
Peygamberimizin vefatına kadar Medine’de ikamet eden Hz. Büreyde, Resûlullah’ın vefatından sonra diğer sahabiler gibi Medine’den ayrıldı, Basra’ya yerleşti.
Hz. Büreyde, “Benim damarlarımda cihat kanı akmaktadır. Hayatım at sırtında geçer.” diyordu. Bu sebeple halifeler devrinde de fetih ordularında yerini aldı. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Hicret’in 63. senesinde vefat eden Hz. Büreyde, Peygamberimizden 164 hadis rivayet etti. Bu hadislerden ikisi şu mealdedir:
“Münafıklara ‘efendimiz’ demeyiniz. Çünkü onlar efendi olur, başkalarından üstün sayılırlarsa, Cenâb-ı Hakk’ın gazabını celbetmiş olursunuz!”
“Emanete hıyanet eden, kadını kocası aleyhine ve köleyi de efendisi aleyhine kışkırtan bizden değildir.”[1]