Bu vasıfları ona, İslamiyet güneşinin tebliğcisi Hz. Peygamber’i tanıma ve onun neşrettiği hakikatlerin pervanesi olma ateşini vermişti. İçinde kabaran sevgi dalgaları, onu Hz. Peygamber’in doğduğu denizin sahiline sürükleyecekti. Fakat Ebû Hüreyre fakir, yetim ve kimsesizdi. Kalkıp Medine’ye gitmek bir hayli zordu. Ebû Hüreyre hep o günü bekledi. O kutsi ve mümtaz günü…