Allah’ın verdiği ne kadar güzellik varsa memleketimde. Tarihi zenginlikleri, bir de Allah’ın lütfu tarım bereketi… Bu memleket , bereketli topraklarıyla, tarihi eserleriyle, güzel doğasıyla ne de güzeldir. Uçsuz bucaksız tarım alanları. Barajların suyu ile hayat bulan araziler. Yer altı su kaynakları. Doğal su kaynakları.
Bereketli topraklar ne ekersen yeşerir durumda. Bölge adeta bir tahıl ambarı. Diyarbakır ve çevresinde doğa güzellikleri dikkat çeker. Bahar’da açan doğal çiçekler, adeta renk cümbüşü oluşturur. Fotoğrafçılara , ressamlara ilham verir.
Bu memleket havasıyla suyuyla, doğasıyla, kültür ve tarihi zenginlikleriyle bir başkadır. İnsanı sıcak kanlı, içtendir. Kadirşinastır, azla yetinmeyi bilir, kanaatkardır. Kimse bu bölgenin güzelliklerinden vazgeçmez. Kimse İstanbul Boğazı’ndan Ege’nin eşsiz güzelliğinden, Karadeniz’in güzel yaylalarından ayrı kalmak istemez. Kimse ayrı gayrı yaşamak istemez. Bunu hem sandık başındaki istikrara verilen oylardan ve de en çok 15 Temmuz’da alanlara çıkıp hain girişimi lanetleyen Güneydoğu’daki meydanlarda toplanan kalabalıktan anladık…
Kardeşlik, dostluk içinde, oynanan oyunlara aldanmadan, bu güzelliklerle yaşamak daha faydalı bence. Oynanan oyunlara inat bir olup diri oluyoruz. Bu güzellikleri kardeşçe yaşamak en güzeli değil mi ?