Allah'ı Bilme Zevki Üstündür: Gazâlî, Allah'ı bilmek ve O'nun sıfatlarını düşünmek zevkinin, diğer maddî zevklerin üzerinde olduğunu belirtir. İlâhî mârifetin, başkanlık ve dünyevi zevklerden daha önde olduğunu savunur. Bu mânevî zevke ulaşan bir kişi, gözün, kulağın ve diğer duyuların ulaşamadığı derin bir huzura erişir.
Mânevî Zevklerin Sırları: İmam Gazâlî, mânevî zevklerin derinliklerine daldıkça, dünyevi zevklerin geçici olduğunu ve ölümle sona ereceğini fark eder. Bu noktada, Allah'ı bilmek ve O'nun cemâlini düşünmek, diğer zevklerin önüne geçer. Mânevî dünyaya daldıkça, sıkıntılardan kurtulur ve ölümün ardında sonsuz bir huzura ulaşır.
Ârifin Yükselişi: İmam Gazâlî, Allah'ı bilmek için uzun tefekkürlerde bulunanların, bu yolda ilerleyenlerin, bu mânevî zevklere ulaşabilenlerin bu derinlikleri nasıl hissettiklerini açıklar. Bu zevk, kalbinde bir şeyleri keşfeden, Allah'a yönelen ve O'na ulaşanların ayrıcalığıdır.
Mânevî Yolculuk: Gazâlî, dünyevi zevklerin ötesindeki bu mânevî yolculuğun, Allah'ı bilmek ve O'na olan muhabbetle yoğrulmuş bir kalbe dayandığını ifade eder. Bu yolculuğa çıkanlar, diğer zevkleri ve dünya nimetlerini küçümserler.
Allah'a Mülakat: İmam Gazâlî, mânevî zevklerin en üstününün Allah'a mülakat olduğunu söyler. Bu noktaya ulaşanlar, cennet nimetlerini dahi küçümserler çünkü onlar için en büyük zevk, Allah'ın cemâlini müşahede etmektir.