?>

Man İbni Adi El-aclan (r.a.)-3

Yusuf ARSLAN

3 yıl önce

MESCİD-İ DIRAR AYETLERİ

Peygamberimiz, Tebük’ten dönüp Medine’ye gelirken, Zî-Evan’da konakladı. O sırada, Peygamberimize vahiy geldi. İnen âyetlerde şöyle buyuruluyordu:

Münafıklardan bir grup, İslâm ve müslümanlar aleyhinde zararlı faaliyetler yapmak, kâfirleri desteklemek, mü’minlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Rasûlüne karşı savaşmış olanların gelip kendilerine katılmasını beklemek maksadıyla bir mescit yaptılar. Üstelik bunlar: “Bu mescidi yaparken iyilikten başka bir şey düşünmedik” diye yemin de ederler. Allah şâhittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar.

O mescitte asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temelleri üzere yapılan mescit, senin namaz kılmana daha uygundur. Orada her türlü günah ve kötülüklerden temizlenmek isteyen kimseler vardır. Allah da zâten bu ölçüde temizlenme gayretinde olanları sever.

Binasını Allah korkusu ve Allah rızâsına uygun olarak yapan kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını dibi sel sularıyla oyulmuş ve her an çökmeye hazır bir uçurumun kenarına kurup, onunla beraber kendisi de cehennem ateşine yuvarlanacak kimse mi? Allah böyle zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez.

Münafıkların kurdukları bütün yapılar ve bu arada yaptıkları o bina, ölüp de kalpleri paramparça oluncaya dek yüreklerinde devamlı bir şüphe, telaş ve endişe sebebi olarak kalmaya devam edecektir. Allah her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Tevbe: 107-110)

PEYGAMBERİMİZİN YIKTIRDIĞI MESCİT

Vahiy bu şekilde gelip, âyetler bu derece açık ve net olarak nâzıl olunca, Peygamberimiz, Malik ibni Duhşum ile Ma’n ibni Adiyy’i çağırdı ve: “Şu halkı zâlim olan mescide gidiniz de, yakınız, yıkınız onu!” buyurdu.
Ashab-ı Kiram’dan bu iki yiğit kahraman zaman kaybetmeden hemen yola çıktılar. Salim ibni Avf oğullarının mahallesine (mescidine) vardılar. Salim ibni Avf oğulları, Malik ibni Duhşum’un kabilesi halkı idi. Malik ibni Duhşum, Ma’n ibni Adiyy’e (r.a.) şöyle dedi:

“Ev halkımdan alacağım ateşle senin yanına gelinceye kadar, beni burada bekle!” dedi ve ev halkının yanına vardı. Yapraklı hurma dallarından bir dal aldı, onu ateşledi. Sonra, Ma’n ibni Adiy ile birlikte koşarak Dırâr Mescidine vardılar. Vakit akşamla yatsı arası idi. Ellerindeki ateşle yakıp yıktılar.

Ma’n İbni Adiyy: “Onların kulaklarını kurt kulakları gibi yukarıdan bize diktiklerini hâlâ unutmamışımdır!” diyerek münafıkların halini bildirmektedir. Dırâr Mescidi yakılıp yıkılınca, münafık cemaati de dağıldılar. ( İbni İshak, c.4, s.174; Taberi, c.3, s,147; M. Âsım Köksal, İ. Tarihi c.7, s. 365-367.)
Ma’n İbni Adî (r.a.), Allah ve Resûlüne tam teslim olmuş sâdık bir iman eri olarak yaşadı. İki Cihan Güneşi Efendimiz’e duyduğu muhabbet, teslimiyet ve bağlılığını her zaman ve her yerde göstermeye çalıştı. Söz ve davranışlarıyla Efendimiz’e bağlılığını şöyle dile getirdi:
“- Sevgili Peygamberimizin dâr-ı beka’ya irtihalleri sırasında Ashâb-ı Kiram, bundan sonraki hayatlarında büyük fitnelerle karşılaşmaktan korktukları için: “Keşke Efendimiz’den önce ölseydik” diye ağlaşıyordu. Ma’n İbni Adî (r.a.) ashâbın bu halini görünce şöyle dedi:

 “Vallahi ben Efendimiz’den önce ölmeyi arzu etmem. Efendimiz’in sağlığında olduğu gibi vefatından sonra da ona olan sadâkatimi, bağlılığımı, muhabbet ve teslimiyetimi göstermeyi daha çok sever, daha çok isterim. Bunun için kendisinden önce ölmeyi asla arzu etmem” diyerek ortalığın yatışmasına ve sakinleşmesine gayret etti. (İbn Sa’d, III, 465;  Zehebî, Târihu’l-İslâm, II, 44; İsâbe, VI, 151; İstiâb, IV, 1442.)

Ma’n İbni Adî (r.a.) halife seçiminde önemli hizmetlerde bulundu. Bu konu ile ilgili olarak “Buhârî” de şu bilgiler rivayet edilmektedir:
“Sevgili Peygamberimiz daha henüz vefat etmişti. Hazreti Ömer (r.a.), Ensar’ın Beni Sakıf’te toplandığını haber aldı. Zaman kaybetmeden oraya gitmek üzere Hazreti Ebubekir’e (r.a.): “Haydi Ensar kardeşlerimizin yanına gidelim” dedi. Oraya ulaştıklarında onları iki salih kişi karşıladı. Onlardan biri, Uveym ibni Sâıde diğeri Ma’n ibni Adî’dir (r.a.). (Buhari, Kitâbü’l-Megâzî, 12)
Halife seçiminde muhacirlerle ensar arasında bir tartışma çıkmıştı. Ma’n İbni Adî (r.a.) söz alıp ayağa kalktı ve tesirli bir konuşma yaptı. Onun yaptığı konuşma ile ortalık yatışıp sakinleşti.
O, Hazreti Ebûbekir’in (r.a.) halifeliği döneminde Müseylimetü’l-kezzâb’a karşı yapılan Yemâme savaşına katıldı. Komutan Hâlid ibni Velîd(r.a.) onu yüz atlıdan oluşan bir öncü birliğin başına komutan tayin etti. O, Yemame savaşında büyük yararlılıklar gösterdi. Bir ara müslüman askerlerin bozguna uğraması karşısında ileriye atılarak ashâba şöyle seslendi:
“-Ey Ensar!.. Allah için düşmanınıza karşı savaşmak üzere geri dönün!...” diye haykırdı. Kendisi  kahramanca düşman üzerine atılıp çarpışmaya başladı. Öncülüğünü bizzat yaptığı bu saldırı esnasında askerlerden bazılarını kurtardı ama o, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in kendisine kardeş olarak ilan ettiği  Zeyd ibni Hattâb (r.a.) ile birlikte şehit oldu. 
YAZARIN DİĞER YAZILARI