?>

Temâdur bint-i Amr [Hansâ] (r.anha)-2

Yusuf ARSLAN

6 yıl önce

 

 “Sizler, Allah yolunda savaşan mücahitlere Rabb’inizin hazırladığı sevabı bi­li­yor­su­nuz. Baki olan ahiret yurdunun fâni olan dünyadan daha hayırlı olduğu­nu da biliniz. Cenâb-ı Hakk’ın, ‘Sabredin, sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. Cihat için hazırlıklı olun, birlik ve beraberlik içinde bulunun.’[1]buyurduğunu ha­tırlayınız.
“Ciğerparelerim! Yarın inşallah sağ salim sabaha erişirseniz, basiretli bir şe­kilde, sa­bır ve sebatla düşmana saldırın. Onlara karşı sadece Allah’tan yardım isteyin. Harp kı­zıştığında düşmanın can alıcı yerine kadar gidin. Onların ku­mandanıyla dövüşün. Zafer elde ederseniz ganimete kavuşursunuz; şehit olur­sanız cennete girer, ikrama nail olursunuz.”
Sabah olduğunda Hz. Hansâ’nın oğulları yerlerinde duramıyorlardı. Bir an önce şehit olmak ve annelerini sevindirmek istiyorlardı. Harp bütün şiddetiyle başladı. Hansâ’nın (r.anha) oğulları ve diğer mücahitler arslanlar gibi savaştılar. Tarihe mal olan kahramanlıklar gösterdiler. Ve nihayet şehitlik makamına nail oldular.
Biraz sonra savaş Müslümanların galibiyetiyle neticelendi. Hz. Hansâ’nın dört oğlu da şehitlerin arasındaydı. Haber vermek için gelenler üzgündü. Bu acılı haberi nasıl bildireceklerdi? Bütün metanetlerini toplayarak, dört oğlunun da şehitler içerisinde bulunduğunu söylediler. Hz. Hansâ’nın feryatlar içerisin­de bağırmasını beklerken, onun son derece sakin hâlini görünce şaşırdılar. Da­ha da şaşıracaklardı; çünkü onların vermekte tereddüt ettiği bu haberi Hz. Hansâ bir müjde olarak karşılamıştı. Evet, onun gibi kadere inanmış ve teslim olmuş, Re­sû­lul­lah’ın sohbetinde bulunmuş, çocuklarını böyle bir gün için yetiş­tirmiş bir anne için bundan daha büyük bir müjde düşünülebilir miydi? Nitekim sevincini şu dua ile açığa vurdu:
“Yavrularımın şehit olmasıyla beni şereflendiren Allah’a hamd olsun! Rabb’imden beni onlarla birlikte rahmetinin altında toplamasını ümit ve niyaz edi­yorum.”[2]
Hayatın, servetin ve evladın kendi yanında Allah’ın bir emaneti olduğunun şuurunda olan ve gerektiğinde bu emanetleri hakiki sahibine vermekten çekin­meyen annelere müjdeler olsun!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI