Çocukluk dönemi insanoğlunun en önemli dönemlerinden biridir. Zira bu dönem ne kadar sağlıklı ve sağlam olursa onu takip eden dönemler bu oranda sağlıklı ve sağlam olacaktır. Onun bu süreci geleceğin temelleri olarak görmek ve onu sağlam tutmak zorundayız. Eşref-i mahlûkat olan insanın almış olduğunu dinî ve değerler eğitimi yaşamı boyunca ona rehberlik edecektir. Onun dünya ve ahiret mutluluğuna erişmesini kolaylaştıracaktır. Bu kadar önemli olan din ve değerler eğitimi elbette ki rastgele olmamalıdır. Ciddi bir eğitim ile çocuk yetiştirilmeli, uzmanlardan yardım alınmalıdır. Zira bu eğitim, eğitimin bir bölümü olmaktan ziyade bir ihtiyaçtır.
Yüce Rabbimizin hayat kitabımızda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır”. Bu ayeti kerime inananlar için son derece önemli bir uyarıdır. Cennet veya cehennem biletinin alındığı dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olmadığını, bir imtihan amacıyla burada olduğumuzu unutmadan yaşamalıyız. Aksi takdirde sonun ne olacağı malumdur.
Efendimiz’in (s.a.v) “Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idare ettiklerinizden sorumlusunuz” hadisini de bu minvalde değerlendirmek gerekir. Çocuklarımız bize emanet ve biz bu emanetten sorumluyuz. Çocuğun gelişimi için yapılması gerekenler yapmadığımız takdirde bu emanet sorumluluğunu yerine getirmemişiz demektir. Hadis-i Şerif’ten de anlaşıldığı gibi bu görev sadece anne-babaya düşen bir görev değildir. Başta anne baba olmak üzere en üst düzeydeki amirden en alt seviyedeki toplumun bir parçası olan birey bu görevde sorumludur.
Çocuğun gelişimi sadece ibadetlerle sınırlandırılarak yapılamaz. Çocuğun dinî gelişimi elbette ki önemlidir. Fakat bunun yanında duygu gelişimi, dil gelişimi, sosyal gelişim de önemlidir. Din gelişiminde daha ziyade din duygusu, Allah inancı, peygamber inancı, ahiret inancı ve ölüm, Kur’ân-ı Kerim’in tanıtılması ve dua gibi konular üzerinde durulur. Değerler eğitiminde daha çok sevgi, hoşgörü, sorumluluk ve doğruluk gibi konular öne çıkar.
Yapılan bir araştırmaya göre katılımcıların “okul öncesi din ve değerler eğitimine dair önerileri” değerlendirildiğinde katılımcıların çoğu buna olumlu yaklaşmışlardır. Fakat bu eğitimi, okul öncesi öğretmenlerin vermesi gerektiğini düşünmektedirler. Bunun gerekçesi olarak birkaç katılımcı, din eğitimi için müftülükten gelen öğretmenlerin yeterli donanıma sahip olmadıklarını ve bu sebeple çocuklara verdikleri eğitimin verimli olmadığını gözlemlediklerini, bu öğretmenlerin çocuklarla iletişim kurmak konusunda sıkıntılar yaşadıklarını ifade etmektedir.
Katılımcılar din eğitiminin oldukça hassas konular barındırması sebebiyle eğitimi verecek kişinin hem okul öncesi eğitimi hem de din eğitimi alması, çocuk dilinden anlaması gerektiğini belirtmektedir. Bu eğitimde kullanılacak yöntemlerin doğru seçilmesi ve çocuğun gelişimine uygun olmasını gerekli görmektedirler. Katılımcıların da belirttiği gibi sadece eğitimin verilmesi yetmez. Bu eğitimin nasıl verildiği, kimin bu eğitimi verdiği de bir o kadar önemlidir.
Son olarak Hz. Ali’ye atfedilen şu sözle yazımı sonlandırmak istiyorum: “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin”
Rabbim! Bizleri, çocuklarımızı ve neslimizi kabir fitnesinden kabir azabı fitnesinden her türlü bid’attan ve Mesih deccalın fitnesinden koru; dünyada ve ahirette tüm hayırları ihsan eyle. Âmin.
[1] Tahrim, 66/6.
Buhârî, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Müslim, İmâre 20. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, İmâre 1, 13; Tirmizî, Cihâd 27.
Sümeyye Sürmen, Okul Öncesi Öğretmenlerinin Din Ve Değerler Eğitimi Hakkındaki Görüşleri Üzerine Nitel Bir Araştırma, (Yüksek Lisans Tezi) Bursa Uludağ Üniversitesi 2021.