Tarım alanlarında kullanılan gübre ve kimyasal maddelerin toprağa karışması, nehrin su kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle yaz aylarında daha belirgin hale gelen bu sorun, tarımsal arazilerin dik sürülmesi ve yanlış sulama tekniklerinin uygulanmasından kaynaklanıyor. Sorunun çözümü için sulama yöntemlerinin gözden geçirilmesi ve modern tekniklerin kullanılması gerekiyor.
Damlama ve yağmurlama gibi modern sulama tekniklerinin erozyonu en aza indirdiği belirtilirken, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bu projelere yüzde 50 hibe desteği sağladığı öğrenildi.
Vatandaşlar Diyarbakır Olay'a konuştu;
Dicle Nehri'nde balıkçılık yapan Mehmet Demir, "Eskiden nehirde balık tutmak kolaydı, su berraktı. Ama şimdi nehre ağ atmak bile zorlaştı. Su çamur gibi akıyor, balıklar azalıyor. Biz balıkçılar olarak bundan çok etkileniyoruz, geçimimizi sağlamamız zorlaştı," diye konuştu.
Bismil’de çiftçilik yapan Ahmet Yılmaz ise, "Tarım arazilerimizde sulama yaparken bilinçsiz davranılıyor. Su israfı çok fazla, bu da toprak kaybına ve erozyona neden oluyor. Modern sulama teknikleri konusunda yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu konuda daha fazla eğitim ve destek bekliyoruz," diyerek bilinçsiz sulama yöntemlerinin zararlarını vurguladı.
Dicle Mahallesi'nde yaşayan Ayşe Korkmaz da, "Nehir kirli aktıkça kötü koku ve sivrisinekler çoğalıyor. Çocuklarımız nehirde oynayamaz oldu, suya yaklaşmaya korkuyoruz. Bir an önce bu soruna çözüm bulunmasını istiyoruz," diyerek endişesini dile getirdi.
Diyarbakır halkı, Dicle Nehri'ndeki kirliliğin önüne geçilmesi için acil önlemler alınmasını talep etti.
Dicle nehrinin başlıcı özellikleri
Dicle Nehri, Orta Doğu'nun en önemli su kaynaklarından biri olarak kabul edilen ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Mezopotamya bölgesinde hayatın merkezinde yer alan bir nehirdir. Türkiye'den doğan ve Suriye ile Irak'tan geçerek Basra Körfezi'ne dökülen Dicle, toplamda yaklaşık 1.900 kilometre uzunluğundadır.
Coğrafi Özellikleri ve Kaynağı
Dicle Nehri, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Bingöl Dağları'ndan doğar ve doğuya doğru ilerleyerek Diyarbakır, Batman ve Mardin gibi illerden geçer. Türkiye sınırlarını terk ettikten sonra Suriye ve Irak topraklarına girer ve Irak'ın başkenti Bağdat'tan geçerek Fırat Nehri ile birleşir. Bu iki nehir, Basra Körfezi'ne dökülen Şattülarap'ı oluşturur. Nehir, geçtiği bölgelerdeki ekosistemin canlı kalmasına ve tarımsal faaliyetlerin sürdürülmesine olanak tanır.
Tarihsel ve Kültürel Önemi
Dicle Nehri, Mezopotamya'nın bereketli topraklarını sulayan ve bu topraklarda kurulan Sümer, Babil ve Asur gibi büyük medeniyetlerin gelişimine katkı sağlayan bir hayat kaynağı olmuştur. Nehir, tarihte hem ticaret yolları hem de kültürel etkileşimler için stratejik bir öneme sahip olmuştur. Günümüzde, bu eski uygarlıklardan kalan birçok tarihi kalıntı ve arkeolojik alan, Dicle'nin çevresinde yer almaktadır.
Ekonomik ve Sosyal Rolü
Dicle Nehri, çevresindeki şehirler ve kasabalar için önemli bir su kaynağı olmanın yanı sıra, balıkçılık ve tarım için de kritik öneme sahiptir. Nehir, sulama amacıyla kullanılarak geniş tarım alanlarının sulanmasına katkı sağlar. Özellikle Irak ve Türkiye'nin güneydoğu bölgelerinde, tarım ürünlerinin yetiştirilmesi büyük ölçüde Dicle'nin sularına bağlıdır.
Çevresel Sorunları
Dicle Nehri, son yıllarda çeşitli çevresel tehditlerle karşı karşıyadır. Bilinçsiz sulama, kimyasal gübre ve ilaç kullanımı, erozyon, kirlilik ve suyun aşırı kullanımı gibi sorunlar, nehrin ekosistemini ve su kalitesini olumsuz etkilemektedir. Nehrin korunması için çeşitli ulusal ve uluslararası çabalar sürdürülmekte, modern sulama tekniklerinin kullanımı ve çevre bilincinin artırılması için projeler hayata geçirilmektedir.