UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Diyarbakır Surları ve On Gözlü Köprü’nün 5 bin yıllık tarihi, yapay zeka teknolojisi ile yeniden canlandırıldı.
33 medeniyetin izlerini taşıyan Diyarbakır’ın en önemli tarihi yapıları arasında bulunan Diyarbakır Surları ve On Gözlü Köprü, yapay zekanın yardımıyla görselleştirildi. Çalışmada, bu yapıların inşa sürecinde karşılaşılan zorluklar da detaylandırılarak tanıtıldı.
"Herkes kendi oturduğu yerden film üretebilecek"
Diyarbakır Olay Gazetesi muhabirine konuşan Adem Ulusoy, son 2-3 yıldır yapay zeka ile ilgilendiğini belirtti ve bu teknolojiyi Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel dokusunu tanıtmak için kullandığını ifade etti. Ulusoy, yapay zekanın görsel üretimle başlayan serüveninin artık video içeriklere doğru evrildiğine değinerek, “Yakında herkes kendi oturduğu yerden film, şarkı veya romanını üretebilecek,” dedi.
Tarihi kaynaklara göre Diyarbakır Surları’nın MÖ 2000 yıllarında Huriler tarafından inşa edilmeye başlandığını belirten Ulusoy, yapay zeka teknolojisi sayesinde tarih boyunca surları inşa eden medeniyetlerin bıraktığı izleri daha yakından gözlemlediklerini kaydetti. Hurilerle başlayan bu yapı sürecinin Persler, Romalılar, Bizans, Müslümanlar, Artuklular, Selçuklular ve Osmanlılarla günümüze dek uzandığını söyledi.
Ayrıca, surların Karacadağ lavlarının soğumasıyla oluşan bazalt taşlarından inşa edildiğine vurgu yapan Ulusoy, bu detayı yapay zeka destekli filminde macera tadında aktardığını ifade etti.
On Gözlü Köprü’nün yapılış hikayesini de araştırdı!
Diyarbakır’ın bir diğer önemli tarihi yapısı olan On Gözlü Köprü’nün yapılış hikayesini de araştıran Ulusoy, köprünün 1065 yılında Mervaniler döneminde inşa edildiğine dair yazılı kaynaklardan yararlandığını belirtti. Dicle Nehri’nin taşkınlarından korunmak ve ticaret yolu üzerinde köprü ihtiyacını karşılamak için Mervani hükümdarının talimatıyla köprünün yapıldığını anlatan Ulusoy, köprü üzerindeki kitabelerin de bu tarihe işaret ettiğini ifade etti.
Ulusoy, geçmişin değerlerini korumanın önemine vurgu yaparak, atalarımızın mirasına sahip çıkmanın ve tarih bilincini gelecek nesillere aktarmanın bir görev olduğunu belirtti.