Diyarbakır'ın taş kınası, bölgenin zengin doğal kaynaklarından elde edilen ve köklü bir geçmişe sahip geleneksel bir üründür. Bu kına, özellikle dağlık ve taşlık bölgelerden toplanan özel bitkilerin yapraklarının kurutulup öğütülmesiyle elde edilir. Tarihsel olarak Mezopotamya topraklarında yaygın olan bu bitki, yüzyıllar boyunca bölge halkı tarafından doğal bir boya ve güzellik ürünü olarak kullanılmıştır. Taş kınası, Diyarbakır’ın kültürel mirasında önemli bir yer tutar ve şehirde hala geleneksel çarşılarda bulunabilir.
Diyarbakır’a özgü taş kınası, genellikle sur içi çarşılarında, geleneksel aktar dükkanlarında ve bazı yerel pazar tezgahlarında satışa sunuluyor. Özellikle tarihi Hasan Paşa Hanı ve Mardin Kapı çevresi, taş kınası almak isteyenlerin uğrak noktası haline gelmiş durumda. Doğal yapısıyla dikkat çeken bu kına, özellikle kadınlar tarafından tercih ediliyor ve el, ayak süslemelerinde kullanılıyor.
Taş kınasının kullanımına dair izler, Diyarbakır’ın kadim tarihiyle iç içe geçiyor. Eski zamanlarda düğün ve bayramlarda kadınların ellerine sürdüğü bu kına, evlilik hazırlıklarının da olmazsa olmazlarından biriydi. Ayrıca doğum sonrası annelere sürülen taş kınası, şifa verdiğine inanılan bir geleneksel uygulamaydı. Bugün de pek çok kadın, özellikle özel günlerde bu geleneği sürdürüyor.
Geçmişte yalnızca düğün ve bayram gibi özel günlerde kullanılan taş kınası, günümüzde daha geniş bir kullanım alanına sahip. Güzellik salonlarında doğal boyalar olarak tercih edilmekle birlikte, saç bakımında da kullanılıyor. Doğal içeriği nedeniyle cilt dostu olan bu ürün, saçların beslenmesine ve güçlenmesine yardımcı oluyor.