Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Nikâhla evliliği helal kılıp zina ve her türlü fuhşiyatı haram kılan yüce Allah’a sonsuz hamd ve senalar olsun. Salât ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen evliliği kolaylaştırıp teşvik eden rehberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e, onun âline, ashabına ve ona tabi olan bütün müminlere olsun.

Yüce Allah kâinatta her şeyi erkekli ve dişili olarak çift yaratmıştır. İnsan da aynı kanun gereği çift olarak erkekli ve dişili yaratılmıştır. İnsan neslinin devamını ve meşru bir şekilde çoğalmasını sağlamak için nikâhla evlenme emredilmiş; fıtrata ve ahlaka aykırı; nesle, nefse ve sosyal hayata zararlı olan zina ve fuhuş haram kılınmıştır. Evlenme çağına giren bekârların evlendirilmelerini emreden Yüce Allah Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” (Nur: 24/32) Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) de bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Evlenmek benim sünnetimdir. Kim benim bu yolum ile amel etmez (bundan yüz çevirir) ise, benden değildir. Ve evleniniz. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı çokluğunuzla iftihar ediciyim. Kimin evlenme harçlığı var ise evlensin. Kim (bu masrafı) bulamazsa (nafile) oruç tutmalıdır. Çünkü şüphesiz oruç, sahibi için şehvet kırıcıdır." (İbn Mace, Nikâh,1)

Evlilik, Allah'ın koyduğu prensipler çerçevesinde bir erkekle bir kadın arasında yapılan bir akitle meydana gelir. Evlilik, hem kadına hem de erkeğe dini, hukuki ve ahlaki sorumluluklar yükleyen mukaddes bir sözleşmedir. Fıtri bir olgu olan evlilik, sadece biyolojik ihtiyaçların karşılanmasından ibaret değildir. Aynı zamanda ideallerin, sevinç ve hüzünlerin paylaşılmasıdır. Evliliğin ferdi, sosyal ve ahlaki birçok yararları vardır. Bu yararların başında insan varlığının devamı ve nesebin korunması gelmektedir. Evlilik, güçlü bir toplumun, sağlam bir geleceğin temeli ve teminatıdır. Eşleri kötülüklerden koruyan güvenli bir sığınak, her türlü tehdide karşı sağlam bir kalkandır. Evlilik; fıtratı, insanın iffetini, namusunu korur, kişinin zinaya ve kötü yollara düşmesini engeller. Evlilik sayesinde, toplumdaki bir kısım hastalıklar asgariye iner, bireyler ruhi ve nefsi rahatlığa kavuşurlar. Bu sayede toplum, zinanın bir sonucu olarak ortaya çıkacak olan bulaşıcı hastalıklardan kurtulmuş; hayasızlığın yayılması önlenmiş ve harama giden yollar kapanmış olur.  Nitekim Yüce Rabbimiz evliliğin bu yönünü şöyle haber vermektedir: “Eşleriniz, elbisenin bedeni koruduğu gibi sizi haramdan koruyan bir örtüdür; siz de aynı şekilde eşleriniz için bir örtüsünüz.”  (Bakara, 2/187.) Peygamberimiz (s.a.v.) de şu hadisleriyle bu hususa şöyle dikkat çekmiştir: “Size dini ve ahlaki yaşantısı hoşunuza giden kimseler geldiğinde, onları evlendirin, aksi takdirde yeryüzünde kargaşa ve büyük bir ahlaki çöküntü olur.” (Tirmizi, Nikâh, Bâb 3) “Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin. Çünkü evlenmek gözü (haramdan) en çok men  eder, iffet ve namusu muhafaza eder” (Buhara, Nikâh,2)

İslam Dini her hususta olduğu gibi evlilik hususunda da ölçülü ve mutedil olmayı, evliliği kolaylaştırmayı, nişan, nikâh ve düğün törenlerinde gösteriş ve israftan kaçınmayı tavsiye etmiştir. Böylece evliliğin sıkıntıya değil, huzur ve mutluluğa kavuşturması hedeflenmiştir. Dolayısıyla Nişan ve nikâh törenleri yapılırken, israftan, gösterişten ve aileleri sıkıntıya sokacak davranışlardan, harcamalardan kaçınmak gerekir. Peygamberimiz(s.a.s.)’in evlilik hayatının kolaylaştırılması hususunda: “Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır” ( Ebu Davud, Nikâh, 31.) buyurmuştur. Altından kalkılamayacak ağır şartlar ve masraflar ileri sürmek, evlenmeyi zorlaştırır. Cemiyeti ve evlenecek gençleri hem de ailelerini sıkıntıya sokar. Evlilik hayatının gereksiz harcamalarla zorlaştırılması, sadece mutlu olmayan insanların sayısını artırır. Her insan, ihtiyaç duyduğu araç ve gereçleri imkânları ölçüsünde zaten tedarik etmek isteyecektir. Eşya alan sonuçta aldığını kendisine almaktadır. Hal öyleyken, “İnsanlar bizi kınar”, “düğünümüze katılanlar bizi fakir görür”, “herkes böyle yaptı biz yapmazsak ayıp olur”, “insanın hayatında bir kere oluyor”  gibi düşünceler, kişileri haram bir eylem olan israfa yönlendirdiği gibi Mutlu bir evliliğin ve huzurlu bir aile yuvasının kurulmasına da engel olur. Çünkü Lükse kaçan, aşırı bir şekilde israf boyutlarını aşan ve sadece insanların beğenisini kazanmak için gerçekleştirilmek istenen evlilikler kişilere ağır külfetler getirmektedir. Zor ve külfetli evlilikler hayır ve mutluluk getirmemekte ve çoğu zaman da süreklilik arz etmemektedir. Günümüzde özellikle erkek ve kız taraflarının evlendirmek istedikleri çocuklarının hep mutluluğunu istediklerini ileri sürerek ön plana çıkarmış oldukları isteklerin, aile yuvası kurulduktan sonra eşler arasında problemlere yol açtığını görmekteyiz. “Kızım ben senin mutluluğunu isterim”, “Ben çektim sen çekme”, “Şimdiden ne aldırırsan kârdır” ve daha nice yanlış düşüncelerle karşı tarafın altından kalkamayacağı külfet getiren şeyler istenmekle taraflar arasındaki mutluluğa sekte vurulmaktadır. Oysaki hayatımızın her safhasında örnek aldığımız Sevgili Peygamberimizin “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz” (Buhari Sahih, İlim 11, Cihad 164) ,“En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.” (İbn Hanbel, VI, 83)gibi sözleriyle işleri kolaylaştırmamızı tavsiye ettiği gibi hem kendisinin hem de kızlarının düğünleri hep mütevazı olmasıyla da bize en güzel örnek olmuştur.

Aile kurumu, varlığımız ve geleceğimiz için hayati bir öneme sahiptir. Toplumun çekirdeği ailedir. Aile yapısı sağlam olmazsa, toplum yapısı sağlam olamaz. Toplum sağlam olmazsa milletler, devletler ve ümmet ayakta duramaz. Güçlü ve temiz aile yapılarına sahip olan toplumlar, güçlü toplum yapısına sahiptirler. Bunu bilen düşmanlarımız, bu güçlü aile yapısını yıkmak veya en azından zayıflatmak için ifsat ve yozlaştırma projeleri ile sürekli saldırıyorlar. Günümüz dünyası ve toplumunda maalesef İslam’ın öngördüğünün aksine evlilik ağır bir yük olarak zorlaştırılırken, zina ise kolaylaştırılıp her türlü vasıta ile teşvik ediliyor. Bunun bilincinde olarak bizler de İslam toplumlarının daha da güçlenmesi ve İslam’ı bilen ve anlayan nesiller yetiştirerek örnek aileler kurulmasını sağlamalıyız. Bunun için de evliliği kolaylaştırmamız ve evliliğin önündeki engelleri kaldırmamız gerekir.   Bir Müslüman olarak Bütün davranışlarımızda ölçülü ve dinine bağlı olmamız gerektiği gibi, evlenirken ve düğün yaparken de aynı özelliğimizi muhafaza etmeli, israftan, aşırılıktan ve meşru, helal olmayan eğlencelerden uzak durmalıyız. Mahremiyet sınırlarını ihlal etmemeliyiz.  Evliliğimizin her safhasında Rabbimizin rızasına, Peygamberimizin sünnetine uygun hareket edip İslam’ın emir ve yasaklarına riayet etmeliyiz. Rabbimizin her an bizi görüp gözettiğini, yaptığımız her şeyden mutlaka hesaba çekeceğini asla unutmamalıyız.