<div>Diyarbakır'da, şehrin en önemli tarihi yapılarından biri olan 4 ayaklı minarenin altından geçmek, yerel halk arasında uğur getirdiğine inanılan bir gelenek olarak sürdürülüyor. Bu gelenek, özellikle çocuklar ve gençler tarafından sıklıkla uygulanıyor. Minarenin altından geçerken dilek dilemek, kötü enerjilerin uzaklaştırılması ve hayırlı işlerin gelmesi amacıyla yapılan bir ritüel olarak halk arasında büyük bir manevi değere sahip.</div> yüzyılda Selçuklu dönemine ait olan ve Diyarbakır’ın tarihi Sur içinde yer alan 4 ayaklı minare, bölgenin sembollerinden biri olarak kabul ediliyor. Mimarisindeki zarif taş işçiliği ve özgün yapısı ile dikkat çeken bu minare, hem yerli hem de yabancı turistler için önemli bir ziyaret noktası. Özellikle minarenin 4 ayak üzerine inşa edilmiş olması, yapıyı estetik açıdan farklı kılıyor ve Diyarbakır'ın tarihsel mirasını simgeliyor. <div>Yerel inançlara göre, 4 ayaklı minarenin altından geçmek, kişiye şans ve sağlık getirirken, aynı zamanda nazardan korunmaya da yardımcı oluyor. Aileler, çocuklarını bu ritüeli gerçekleştirmeye teşvik ederek onların sağlıklı ve şanslı bir yaşam sürmelerini temenni ediyorlar. Bu inanç, hem geçmişin hem de şehrin kültürel yapısının izlerini taşıyor.</div> <div>Diyarbakır halkı, bu geleneği her fırsatta yaşatarak hem kendilerine hem de sevdiklerine uğur getirdiğine inanıyor. Minarenin altından geçerken yapılan dileklerin kabul olacağına dair güçlü bir inanç bulunuyor. Ayrıca, bu ritüelin kötü enerjileri uzaklaştırdığına ve ruhsal rahatlama sağladığına da inanılıyor.</div> <div>Her yıl çok sayıda turistin ziyaret ettiği 4 ayaklı minare, sadece bir tarihi eser olmanın ötesinde, Diyarbakır’ın kültürel kimliğini ve manevi değerlerini yansıtan önemli bir sembol olarak yaşamaya devam ediyor.</div>