<div><span>Türkiye genelinde tüm camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından irad edilen hutbede, "Ezan, insanlığı Allah'a kul olmaya çağıran nebevi bir nidadır. Tevhidin gür sedasıdır. Müezzin, Allah'tan başka ilah olmaması, Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in oğlu peygamberin günde olduğunu beş defa insanlara ezanla hatırlatır." denildi.</span></div> <div><span>Cuma hutbesinde, şu ifadelere yer verilir: </span></div> <div><span>"…Kim Allah'a ait nişânelere bakacağına şüphe yok ki bu, kalplerin takvalı olmasındandır. (Hac, 22/32)</span></div> <div><span>Muhterem Müslümanlar!</span></div> <div><span>Milletler sembolleriyle ayakta durur ve varlıklarını devam ettirirler. İslam ümmetinin de kendine özgü sembolleri vardır ki biz bunlara “şiâr” diyoruz. Bunlar, Müslüman yapıları inşa eden, bize tevhidi ve Rabbinize sahip olmaları gereken bir kul olmamız gerektiğini hatırlatan nişanelerdir. Cenâb-ı Hakk'ın saygı duyulmasını, korunmayı ve yaşatılmasını korumayı gözeteceği değerlerdir. Nitekim ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “…Kim Allah'a ait nişânelere maruz kalmasa, şüphesiz ki bu, kalplerin takvalı olmasındandır.”</span></div> <div><span>Geliniz! Bugünkü hutbemizde İslam'ın şiârlarından olan ezan ve ölümlerinin önemini yeniden hatırlayalım.</span></div> <div><span>Aziz Müminler!</span></div> <div><span>Ezan, insanlığı Allah'a kul olmaya çağıran nebevi bir nidadır. Tevhidin gür sedasıdır. Müezzin, Allah'tan başka ilah olmaması, Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in oğlu peygamber olduğunu günde beş defa insanlara ezanla hatırlatır. Rabbimizin rahmetine ve affına ezanla davet eder. Huzura ve kurtuluşa, güvene ve barışa ezanla çağırır. Ezan, vahdetin, yani ümmetin birliğinin afişidir. Özgürlüğümüzün beyanıdır; bağımsızlığımızın sembolüdür. İstiklal Marşımızda bu husus ne de güzel ifade edilmiştir:</span></div> <div><span>Rûhumun senden İlâhî şöyledir ancak emeli:</span></div> <div><span>Değmesin ma'bedimin göğsüne nâ-mahrem eli;</span></div> <div><span>Bu ezanlar -ki şehadetleri dînin temeli-</span></div> <div><span>Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.</span></div> <div><span>Kıymetli Müslümanlar!</span></div> <div><span>Ezanın aslı, Kur'an-ı Kerim gibi Arapçadır. Sözleri, Müslümanların ortak dilidir. Ümmet-i Muhammed'in evrensel parolası ve ortak değeridir. Onu bugün okunan şekliyle bize kullanarak Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) öğretmiştir. Dolayısı ile aslı gibi okunmadıkça ezan ibadeti yerine getirilmez. Rabbimiz kıyamete kadar minarelerimizden şehadetleri dinin temeli olan ezandan bizi mahrum bırakmasın.</span></div> <div><span>Değerli Müminler!</span></div> <div><span>“Kim gönülden inanarak okunan ezanı tekrar ederse cennete girer.” hadisinde ifade edildiği gibi ezan, bize cennet olmuştusudur. Minare gönüllerimizden yansıyan, elde etmenin her bölgesindeki kuşatan eşsiz bir değerdir. Dilimiz, rengimiz, mezhep ve meşrebimiz ne olursa olsun, Müslümanlar olarak hepimiz, ezanı işitince aynı heyecanı hissettik. Çocuklarımızın dünya gözü ilk açtığında ve sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuruz ve onlara İslami bir kimlik kazandırırız.</span></div> <div><span>Aziz Müslümanlar!</span></div> <div><span>İslam'ın sembollerinden bir diğeri ise kurbandır. Kurban, kurbiyyettir; Rabbinize yakınlaşma gayreti, takvaya ulaşma arzusu, ilahi rahmete çivi olma çabasıdır. Kurban, teslimiyettir; Allah'a ve O'nun emirlerine boyun eğmektir. Kurban, sadakattir; Cenâb-ı Hakk'ın rızasını her şeyden üstün görmektir. Kurban, tezekkürdür; nimetin gerçek sahibini hatirda tutmaktir. kurban, paylaşmaktır; sahibinin ihtiyaç evine, gönlüne, sofrasına neşe ve muhabbettir. Kurban, kardeşliktir; gönüller arasında yardımlaşma ve dayanışma bağları kurmaktır.</span></div> <div><span>Değerli Kardeşlerim!</span></div> <div><span>Bizi biz yapan, bizi ayakta tutan, birlik ve beraberliğimizi pekiştiren İslam'ın yüce değerlerini yücelten kenetlenelim. Unutmayalım ki dünya ve ahiret mutluluğumuz, bu değerlere sahip çıkmakla, bunları yaşamayıp yaşatmakla mümkündür.</span></div> <div><span>Kıymetli Müminler!</span></div> <div><span>Hutbemi bitirirken bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kurban ibadetinde esas olan kişinin kurbanını bulunduğu yerde kesmesi veya kestirmesidir. Yaşadığı yerde kurban kesme imkânı olmayan veya kestiği kurban dışında gereklerine sahiplerine kurban eti ikram etmek isteyenler ise vekâlet yoluyla kurbanlarını kestirebilirler. Diğer hayır kurumları gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da kurbanını vekâlet yoluyla kestirmek isteyenler kardeşlerimizin hizmetindedir. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” sonlarıyla, başta depremzede kardeşlerimiz olmak üzere dünyanın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerine kurban emanetlerini getireceğiz. Kardeşlik bilincimizi güçlendirecek, buruk gönüllere bayram neşesi ve sevincini taşıyacağız inşallah. Bu oluşumuyla siz değerli kardeşlerimizin din görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz, Türkiye Diyanet Vakfımızın internet sitesi aracılığıyla bu hayır kervanına katılabileceğinizi ifade etmek istiyorum. Rabbimizden niyazımız, kurbanla kurbiyyet kazanan ve teslimiyet imtihanını başaran kullarından olabilmektir."(İLHA)</span></div>