Diyarbakır Sur ilçesi Reisoğlu Mahallesi’nde dünyaya gelen Celal Güzelses Diyarbakır'ın en ünlü halk musikisi sanatçısıdır. 120’y e yakın seslendirdiği eserleriyle hala unutulmadı. Kentin en önemli yazarlarından olan Ahmed Arif, Celal Güzelses’in vefatı üzerine Cemal Süreyya’ya el yazısıyla gönderdiği mektupta “Diyarbakırlıların abisi öldü” ifadelerini yer vermişti. "Şark Bülbülü, Celal Güzelses" Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aksu,” Celal Güzelses Türküleriyle Diyarbakır’a sahip çıktı. Diyarbakır halkı da söylediği türkülerden sonra Şark Bülbül’ünü bağrına bastı. Şehrin en önemli sanatçılarından biridir. Resmi kayıtlara göre Mehmet Celalettin olan Celal Güzelses, babası Derviş Halil’ın vefatı ile annesi Latife Hanım tarafından mahalle mektebinde eğitimine başladı. Okul yıllarındayken 1913'ten 1921'e kadar Dîyarbekir Ulu Camideki müezzinlik görevini devam ettirir. 1931 yılında Karındaş Mahmut’un Diyarbekir şivesini taklit ederek doldurduğu plak halktan oldukça tepki alınca, Celal Güzelses bu plağa olan kendi tepkisini dile getirmek için İstanbul`a plak doldurmaya gider” ifadelerini kullandı. "Celal Güzelses altı yaşında iken babasını kaybeder" Aksu,” Celal Güzelses altı yaşında iken babasını kaybeder. Annesi Latife Hanım ve kız kardeşi Adalet Hanım ile yaşar. İlkokula devam ederken babasının da mensubu olduğu Rufai tekkesine devam eder ve bu tekkede Kuran kursu alır. Dokuz yaşında Hafız Kuran olan Celal Güzelses camilerde cüz ve Kuran okuyarak ailesinin geçimine katkıda bulunur. İlkokuldan sonra Rüştiye’ye devam eder. 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Rüştiye kapatılır ve tahsilini yarıda bırakmak zorunda kalır. Bu arada Rufai tekkesine Şeyh Zeki Efendi’nin müridi olarak devam eder ve “arabana” çalarak tekkedeki tasavvuf musikisi çalışmalarında birçok önemli esere imza attı” diye belirtti. Kendisiyle aynı isim ve soyadını taşıyan torunu Celal Güzelses,” Dedemi anlatmaya kelimeler yetmez, Halkımızın onu sevmesi bizim için güzel duygular ifade ediyor. Diyarbakır sokaklarında gezerken kasetçilerden, dükkanların müzik çalarlarından dedemin türküleri çaldığında gözlerim doluyor. Dedemin sesinin güzel olması, makamları bilmesi, usullere riayet etmesi Ulu Cami’de müezzinlik yapmasına da neden olmuş. “ dedi. Vefatı sanat camiasında büyük bir üzüntü yarattı Celal Güzelses ,” Dedem vefat ettiğinde Ulu Cami’de eller üzerinde ilahi ve tekbirlerle alınarak, vasiyeti üzerine, Mardin Kapı Mezarlığı’nda Şeyhi Zeki Efendi’nin gömülü olduğu mezarın alt kısmında toprağa verdik. Memleketin gönlünü fethetmeyi başaran dedem Celal Güzelses’in ölümü, çevresinde bir çok yazar ve sanat camiasında büyük bir üzüntü yaratmıştı” ifadelerini kullandı.