<div>Mezopotamya ve Anadolu geleneğinden farklı olarak gelişen Mısır’da da ekonominin temelini tarım oluşturmaktadır. Doğal olarak bu olanağı Mısır coğrafyasına sağlayan Nil ırmağıdır. Nil Irmağı’nın belli aylardaki taşkınlığının sonrasında çekilen suların bıraktığı alüvyon bakımından zengin bataklık alanda, önceleri doğrudan tohum atılarak tarım yapılmaya başlanmış (Mısır’da tarımda saban kullanılmadan önce taşan Nil yatağının çekilmesinden sonra oluşan bataklık alana tohumların atıldığı ve domuzların bunları yemek için geldiklerinde, tırnakları sayesinde tohum tanelerinin çamurla kaplanmasını sağlayarak bu yolla yeşermesinin gerçekleştiği anlaşılıyor. Bu nedenle ekim ayına domuz-temmuz ayı denildiği ve bugünkü temmuz ayının isminin buradan geldiği düşünülmektedir) ancak sonraları ise bu alanların hayvan (boğa) gücüyle sürülmesi yöntemiyle tarım yapılmaya başladığını çeşitli betimlerden öğrenebilmekteyiz.</div> <div>Paleolitik Çağ’ın sonlarına doğru, dünyada buzulların erimeye başlaması ile birlikte, yeryüzünde bazı coğrafyalar insanların yerleşik hayata geçmesine uygun hale gelmiştir. Bu coğrafyaların başında, içerisinde Anadolu, Mezopotamya ve Mısır’ın bulunduğu, Yakındoğu coğrafyası yer alır. İlk tarımın ve ilk yerleşmelerin geliştiği bu coğrafyada, doğal olarak ilk defa, başta öğütme taşları, saban ve orak olmak üzere, bazı tarım aletlerinin geliştirildiğine tanık oluyoruz. Bu nedenlerle çalışmada esas olarak Anadolu, Mezopotamya ve Mısır’ın uygarlık evreleri ele alınmıştır.</div> <div></div> <div>Neolitik Çağ ile başlayan yerleşme sürecinin en önemli etkenlerinin başında tarım gelmektedir. Tarım yapılabilen alanların çoğalması, tarımda aletlerin sürekli gelişmesine neden olmuştur. Neolitik Çağ’da Anadolu’da ilk geliştirilen tarım aleti saban iken, hemen ardından yay şeklindeki hayvan boynuzunun iç tarafına açılan oyuklara yerleştirilen mikrolitler sayesinde oluşturulan orak geliştirilmiştir. Aynı gelişmeleri Mezopotamya ve Mısır kültürlerinde de görmek mümkündür İlk tarım aletlerinden olan orak, ilginçtir ki şekilsel olarak değiştirilmeksizin maden çağlarında sadece madenlerden dökülmüş ve yine ilginçtir ki günümüze kadar şekilsel ve işlevsel olarak aynı amaçla kullanımına devam edilmiştir. Arkeolojik yazılı kayıt ve resimli bulgularda tarım aleti betimlerine daha fazla rastlanırken, somut buluntuların daha az ele geçmesi, olasılıkla yapılmış oldukları malzemeden kaynaklı olsa gerek, çünkü çoğu günümüze ulaşamamıştır.</div> <div></div> <div>Kara sabanı kullanmak özel beceri ister. Belli bir derinlikte sürmek bir hayli zahmetlidir.</div> <div>Uzun ömürlü olmayıp, kurak toprağı sürerken kırıldığı dahi olur. Kara sabanla sürülen tarla çabuk bitmez, adeta kara sabanla tarlada yapılan iş ilerlemez.</div> <div></div> <div></div> <div></div>