Allah insanı yaratırken akıl, his, vicdan gibi bazı özellikler vermiştir. Bu özellikleri sayesinde insan, kendisi, çevresi ve diğer yaratıklar hakkında bazı bilgiler edinebilir, birtakım gerçekleri kavrayabilir. Fakat insan fizikötesi âleme dair bilgileri aklı ve duyularıyla kavrayamaz. İnsanın gücünü aşan hususlarda, bu yaratılıştan gelen yeteneklerinin yeterli olmadığı konularda ilahi yardıma, vahye ve kutsal kitaba olan ihtiyacı ortadadır. Hem bu bilgilere ulaşmada hem de hayatı doğru yaşamada insanların kendilerine örnek olacak peygamberlere ve yol gösterecek kitaplara ihtiyacı vardır. İnsanın bu ihtiyacını en iyi bilen Yüce Allah, kuluna bir lütuf ve ikram olarak peygamberler aracılığıyla kitaplar indirmiş ve yol göstermiştir. İlahi kitaplar indirildiği ümmet için Allah’ın hükümlerinin açıklandığı ilk kaynaktır. İnanç esasları, ameli ve ahlaki hükümler, farz ve haramlar ilahi kitapla belirlenir.

İlahi kitap, insanlara bir tek yaratıcının varlığını hatırlatmak, ancak O’na kulluk ederek O’nun gönderdiği yolda birleşmelerini sağlamak ve aralarındaki anlaşmazlıkları gidermek amacını taşır.

Ayet-i kerimede buyrulur:

“İnsanlar tek bir ümmetti. Allah, müjdeciler ve uyarıcılar olarak peygamberler gönderdi ve beraberlerinde, insanların anlaşmazlığa düştükleri şeyler konusunda, aralarında hüküm vermek üzere kitapları hak olarak indirdi. Kendilerine apaçık âyetler geldikten sonra o konuda ancak; kitap verilenler, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenleri, kendi izniyle, onların hakkında ayrılığa düştükleri gerçeğe iletti. Allah, dilediğini doğru yola iletir.”[1]

İlahi kitaplar peygamberlerden sonra dinin temel prensiplerini ve hedeflerini, bidatçı, doğru inançtan sapmışlara ve inkârcılara karşı korurlar. İlahi kitabın bir toplum içinde varlığını bozulmadan koruması, bir bakıma onu getiren peygamberin o ümmet içinde yaşamaya devam etmesi gibidir. Zira Peygamberler beşerdir, her insan gibi ecelleri geldiğinde vefat ederler. Onların mesajlarını ve dinin doğru ve gerçek hükümlerini kapsayan ilahi kitaplar ise peygamberlerden sonra da varlıklarını sürdürürler. Her kitabın bir peygamberle gönderilmesi, bu kitaplardaki emir ve yasakların uygulanabilir olduğunu gösterir. Nitekim kendisine kitap indirilen peygamberler, insanlara tebliğde bulundukları gibi öncelikli olarak kendisi de bu hükümleri uygulayarak örnek olma görevini yerine getirmiştir.

İlahi kitaplar doğrudan Allah katından gelir. Bu bakımdan hem söz (lafız), hem de mana bakımından Allah kelamıdır. İlahi kitapların hedefi, insanı sapkınlıktan kurtarmak, hidayete yani kendisini yaratan ve yaşatan Yüce Allah’ı tanıtarak hakkıyla kul olmaya çağırmaktır. Böylece kulu inkâr ve cehalet karanlığından hidayet aydınlığına çıkarmak sonunda insanı dünyada ve ahirette mutlu kılmaktır.