Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fetullah Kayan, yaz sıcaklarının başlamasıyla beraber özellikle sıcakların etkisiyle kişilerde insensible kayıplar denilen hissedilmeyen kayıplar meydana gelmekte olduğunu söyledi. Kişilerde aşırı miktarda terleme ve sıvı kaybı meydana gelmekte olduğunu ifade eden Dr. Kayan, özellikle tansiyon hastalarında bu sıvı kaybının meydana gelmesi almış oldukları anti-hipertansif ilaçların etkisiyle de tansiyonların çok fazla düşmesine neden olmakta olduğunu dile getirdi.
Özellikle tansiyon hastalarının günlük en az 2,5 litre su tüketmeleri gerektiğinin altını çizen Dr. Kayan, “Yine kalp yetmezliği hastaların kullanmış oldukları diüretik dediğimiz yani idrar çıkışını arttıran ilaçlar özellikle yazla beraber sıcakların artmasıyla beraber bu hastalarda terlemenin fazla olması ile beraber ciddi sıvı kayıplarına neden olabilmektedir. Özellikle kalp yetmezliği hastalarının da bu ilaçların dozunu azaltmaları tercih edilmektedir. Özellikle bu diüretik ilaçların ya da kendi kardiyoloji uzmanlarında kontrollerden geçip bu ilaç dozlarının yaz mevsimine göre yeniden doz ayarının yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Gün içerisinde güneşin en yoğun olduğu vakitte dışarı çıkılmamasını tavsiye eden Dr. Kayan, “Nitekim özellikle sabahleyin saat 10.00’dan sonra öğleden sonra da saat 16.00’ya kadar aşırı sıcaklarda vatandaşların dışarı çıkmaması, direk güneşe maruz kalmaması olmazsa olmaz şartlarımızdan biridir. Çok elzemse, çıkmaları gerekiyorsa bir şemsiye gibi bir koruyucu materyalin kullanmasını önermekteyiz. Özellikle kalp sağlığı açısından baktığımızda yaşlı popülasyonda herhangi bir kalp hastalığı olmasa dahi sabah saat 10.00’dan sonra öğleden sonra saat 16.00’ya kadar direk güneş ışınlarına maruz kalmamasını önermekteyiz. Çünkü bu ciddi sıvı kayıpları kişilerde tansiyon düşüklüğüne neden olup gözlerde kararma, baş dönmesi ve hatta bayılmalara kadar neden olabilmektedir” ifadelerine yer verdi.
Kayan, şunları kaydetti:
“Bu açıdan yaşlı popülasyonun, yaşlı vatandaşlarımızın mümkün mertebe sıcağın keskinliğine maruz kalmamaları lazım. Aşırı sıcakların kalp krizine neden olduğuna dair bir veri yok. Özellikle kalp krizlerini biz daha çok sonbahar ve kış mevsimlerinde görmekteyiz. Ama sıcakların direkt kalp krizini tetikleyici bir faktör olduğu söylenemez.”