Temizlenen insanları sevdiğini ezeli kelamında zikreden kâinatın yaratıcısı/sahibi Vedûd olan yüce Allah’a hamdu senalar olsun. Her kemalatta olduğu gibi zahiri ve manevi temizliğimizi nasıl yapacağımız konusunda bize örnek ve önder olan efendimiz Muhammed’e (s.a.v) aline, ashabına ve onların yolunu takip edenlere salat ve selam olsun. İlim, amel ve ihlasta bizi ve okurları muvaffak etmesini yazdıklarımızı hayra vesile etmesini yüce Allah’tan niyaz ederim.
Saadetin/cennetin sahibi yüce Allah’ın bizi sevmesini ve ebedi cennetinde sevdiklerimizle beraber buluşturmasını ister miyiz? Kimimiz bunu istemez ki! Öyleyse gelin her anı imtihan ve fırsat olan bu hayatta Allah’ın sevgisini kazanan kullar olmaya çalışalım. Nasıl mı başaracağız?
Cevap; ezeli kelam olan Kuran-ı Kerim’e kulak verelim: “Allah şüphesiz daima tevbe edenleri ve temizlenenleri sever” (Bakara, 222). "Nefsini maddî ve mânevî kirlerden temizleyen kesinlikle kurtuluşa erecektir” (Şems. 9). Aynı şekilde Allah’ın Rasûlün de dinleyelim: “Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder” (Müslim, Zekât 65). Allah’ın muhabbetini kazandıran temizliğe talip olan bir kimse, onu maddî ve manevî yönleriyle en güzel ve en mükemmel bir şekilde iman ve İslâm’da bulur. Nitekin, inandığımız Allah Rasûlü (s.a.v) şunu söylemiştir: "Namazın anahtarı temizliktir." (Tirmizî), "Temizlik imanın yarısıdır." (Müslim, Tirmizî). Allah Teâlâ da temizlenenleri överek şöyle buyurmuştur: "Allah, temizlenenleri sever." (Tevbe, 108).
Ebedi Cenneti bize kazandıracak olan yüce Allah’ın sevgisini kazandıran maddi-manevî temizliği Hüccetü’l-İslam İmam Gazali’den dinleyelim: Temizliğin üç (çeşidi ve) mertebesi vardır. Birincisi, bedeni necasetlerden ve taharetsizlikten temizlemektir. İkincisi, kalbi kötü ahlâktan ve rezil huylardan temizlemektir. Üçüncüsü, dimağı/aklı Allah Teâlâ'yı düşünmenin dışındaki her şeyden temizlemektir. Temizlik; beden, kalb ve dimağın her birisiyle yapılan amellerin yarısıdır. Özellikle de kalb ve aklın temizliği önemlidir. Çünkü bunlar temiz olmadıkça, Allah marifeti içlerine girmez ve O'nun büyüklük nuru üzerlerine yansımaz. Bu sebeple, Kur'ân-ı Kerim de "Onları bırak, kirlilik içinde batıp eğlensinler." (En'âm, 91) buyurulmuştur.
Aynı şekilde ameller de beden ve kalb amelleri olmak üzere ikiye ayrılırlar. Beden amelleri iki çeşittir. Bunlardan birincisi, onu maddî pisliklerden temizlemek ve manevî pislikler olan günahlardan korumaktır. İkincisi ise, onu ibadet ve tâatlarla donatmaktır. Kalb amelleri de iki çeşittir. Birincisi, onu rezil huylardan, bozuk inanç ve düşüncelerden uzak tutmaktır. İkincisi ise, ona güzel ahlâk, doğru inanç ve düşünceler kazandırmaktır. Beden amelleri, kalb amelleri için temel hükmündedir. Temel sağlam olmadığı takdirde üzerindeki bina sağlam olmadığı gibi, bedeni temiz ve amelleri sâlih olmayan bir kimsenin kalb temizliğine sahip olması, iyi sıfatlar kazanması ve bunlarla iyi işler yapması da mümkün değildir.
Temel olan beden amellerini/temizliğini yapmamızı bizim iyiliğimizi bizden daha çok isteyen yüce rabbimiz -abdest, teyemmüm ve gusle işaret ederek- kelamında şöyle buyuruyor: “Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz yıkanıp temizlenin; şayet hasta veya yolculukta iseniz veya ayak yolundan gelmişseniz yahut kadınlara yaklaşmışsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.” (Maide 6).
Abdesti güzel bir şekilde alanın tüm günahlarının döküldüğünü/affedildiğinin müjdesini Peygamberimizin şu hadisi bize bildiriyor: Bir müslüman abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleri ile işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür (öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu (veya suyun son damlaları) ile akıp gider. Nihayet o müslüman günahlarından tamamıyla arınmış olur.” (Müslim, Tahâret 32).
Yüce Allah’ın sevgisini ve günahlarımızın temizlenmesine sebep olacak Abdest, gusül ve teyemmümü en güzel şekilde nasıl alabiliriz/yaparız? Ona kulak verelim (okuyalım), uygulayalım:
Abdestin Farzları ve Sünnetleri
1. “Kalbinde abdestin sünnetlerini yapmaya niyet ederek” üçer sefer elleri, ağzı ve burnu yıkamak sünnettir. Bunlar birer kere de yıkanırsa farz yerine gelmiş olur. Ağzını misvakla fırçalamak (misvaklamak) sünnettir. Allah Rasûlü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ümmetime meşakkat vermiş olmasaydım, her namazda (bir rivayette de, her abdestte) misvak kullanmalarını emrederdim." (Buharî, Müslim). Abdullah İbni Abbas (r.a) şunu söylemiştir: "Allah Rasûlü (s.a.v.), misvak kullanmamız üzerinde o kadar önem ve ısrarla dururdu ki, biz bunun eninde sonunda farz olacağını düşünürdük."
2- Abdest alırken Kıbleye doğru durmak sünnettir. 3- İstiaze ve Besmele ile başlamak sünnettir. Besmeleden sonra, "RABBİ, Eûzu bike min hemezâtişşeyâtini ve eûzu bike RABBİ en yahdurûn." (Mu’minûn, 97) âyetini okumak da sünnettir. 4- Yüzünü yıkarken farz olan abdest alma niyetini getirmek Şafiî mezhebine göre farz, Hanefî mezhebine göre sünnettir. 5- Yüzü bir kere yıkamak farz, üç kere yıkamak sünnettir. Üçten fazla yıkamak ise, mekruhtur. Bıyıkların dibine ve sıkı olmayıp altı görünen sakalın dibine su ulaştırmak farzdır. Sakal sıkı ise onu su ile sıvazlamak yeterlidir. (Hanefî mezhebine göre, böyle bir sakalı sıvazlamadan yıkamak da kâfidir.) 6- İki kolu dirseklerle beraber birer kere yıkamak farz, üçer kere yıkamak sünnettir. Parmaktaki yüzüğün altına su geçirmek farzdır. (Hanefî mezhebine göre, bunu çevirmek yeterlidir.) Yıkamaya sağ koldan başlamak sünnettir. 7- Başını mesh etmek (su ile ıslatmak) farzdır. Bunun asgarisi Şafiî mezhebine göre (başın içi hizasında olan) bir kıl, Hanefî mezhebine göre başın dörtte biridir. Yüzün üzerine sarkabilen uzun saç kısmı mesh için geçerli değildir. Başın hepsini mesh etmek de sünnettir. 8- Kulakların iç ve dış kısımlarını mesh etmek sünnettir. 9- Hanefî mezhebine göre, boynu mesh etmek sünnet, Şafi mezhebi içtihadına göre ise mekruhtur. 10- Ayakları bilek kemiklerine kadar birer kere yıkamak farz, üçer kere yıkamak sünnettir. Sağ ayaktan başlamak sünnettir. 11- El ve ayak parmaklarının arasına su ulaştırmak farzdır. Aralarına parmak sokup sıvazlamak ise sünnettir. 12- Abdest uzuvlarının farz olmayan uzantılarını yıkamak sünnettir. Allah Rasûlü (sa), "Abdest uzuvlarınızın sınırlarını ne kadar genişletebilirseniz, bunu yapınız." buyurmuştur. (Müttefekun aleyh). 13- Abdest alma işini bitirince, başını ve ellerini göğe doğu kaldırıp "Eşhedu ellâ ilahe İllallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Rasûluh. Allahümme'c'alnî minettevvâbîn ve'c'alni minel-mütetahhirîn. Sübhâneke 'llahumme ve bihamdike lâ ilahe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk." (Ben şâhidlik ederim ki, Allaht’an başka ilâh yoktur ve şâhidlik ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah'ım! Beni devamlı tevbe edenlerden ve devamlı temizlenenlerden eyle. Allah'ım! Seni kusur ve eksikliklerden tenzih edip sana hamd ederim. Senden başka ilâh yoktur. Senden bağışlama diler ve sana tevbe ederim.) duasını okumak sünnettir. Allah Rasûlü (sa) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse iyi abdest alır, ondan sonra "Eşhedü..." duasını okursa, istediği kapıdan girmesi için cennetin sekiz kapısı ona açılır" (Müslim, Nesaî).
Abdest alan bir kimsenin, bununla yalnızca dışını temizlediğini, bu dış temizliğinin yanında içini de temizlemesi gerektiğini düşünmesi ve günahlardan tevbe etmek, kötü huyları bırakmak ve iyi huylar edinmek suretiyle iç temizliğini de gerçekleştirmesi lâzımdır. Bunu yapmayıp dış temizlikle yetinen bir kimse, evinin dış duvarlarını yıkayıp içini türlü pisliklere terk eden kimse gibidir. Abdestin Sevabı hakkında Allah Rasûlü (s.a.v) şunları söylemiştir: "Kim güzelce abdest alır ve dünyayı aklına getirmeden onunla iki rek'ât namaz kılarsa, geçmiş tüm günahlarından temizlenmiş olur." (Ebu Davud).
Guslün Farzları ve Sünnetleri
1- Önce istinca etmek (avret yerlerini yıkamak), vücut üzerinde bulunan necaseti temizlemek, bunları yaptıktan sonra da abdest almak sünnettir. 2- Gusletme niyetini getirmek. Şafiî mezhebine göre farz, Hanefî mezhebine göre sünnettir. 3- Bütün vücudu su ile bir kere yıkamak farzdır. 4- Ağız ve burnu yıkamak, Şafiî mezhebine göre sünnet, Hanefî mezhebine göre farzdır. 5- Önce başı, sonra sağ tarafı, sonra sol tarafı yıkamak ve bu yıkamaları üçer sefer tekrarlamak sünnettir. Suyun ıslattığı yerleri ayrıca elleriyle ovmak Maliki mezhebine göre farz, diğer mezheplere göre sünnettir. 6- Şafiilere göre, Kadınların saç örgülerini çözmeleri gerekli olup Hanefilere göre ise Örgülü saçın çözülmesi şart olmayıp sadece diplerine suyun ulaştırılması yeterli olur. 7- Avret yerlerine dokunmak, Şafiî mezhebine göre abdesti bozar. Hanefî mezhebine göre ise, bunun bir sakıncası yoktur. 8- Gusletme ve abdest alma niyeti birlikte getirilirse, gusülle birlikte abdest de alınmış olur.
Teyemmümün Farzları ve Sünnetleri
Namaz vakti girdiğinde su bulamayan veya hastalık gibi sebeplerle onu kullanamayan bir kimse teyemmüm eder. Teyemmüm, temiz olan kuru toprakla yapılır. Teyemmümün farzları ikidir. 1- Niyet etmek. 2- Yüz ve kollara toprak sürmek. Teyemmüm eden kimse, iki avucunu toprağa vurup onları yüzüne sürer. İkinci bir sefer daha vurup sol avucunu sağ koluna, sağ avucunu da sol koluna sürer. Teyemmüm, hem abdest, hem de gusül karşılığında yapılır ve onunla sadece bir vakit namazı kılınabilir. Ancak, kişi iki namaz vakti arasında kalan süre içinde istediği kadar sünnet namazı kılabilir ve abdest gerektiren diğer ibadetleri yapabilir. Kaza namazının hükmü de vakit namazı gibidir. (Hanefî mezhebine göre ise, teyemmümle birkaç vakit namazı da kılınabilir.) (Bazı tasrruflarla beraber: İmam Gazali, İhyau Ulumu’ddin s.31-340)
Yüce Allah bizleri ve sevdiklerimizi okuyan, anlayan, uygulayan, maddi ve manevi temizliğini yapan, ebedi saadete eren bahtiyar kullarından eylesin.