Diyarbakır’da Girişimsel Radyoloji Hayat Kurtarıyor

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Ayhan Şenol, ameliyatsız ve iz bırakmayan girişimsel radyoloji yöntemlerinin hastalara hızlı, konforlu ve güvenli tedavi sunduğunu belirtti.

Diyarbakır’da Girişimsel Radyoloji Hayat Kurtarıyor

Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Servisi’nde görev yapan Girişimsel Radyoloji Uzmanı Dr. Ayhan Şenol, çağdaş tıbbın önemli alanlarından biri haline gelen girişimsel radyoloji hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Dr. Şenol, bu alandaki gelişmelerin hastalara daha konforlu ve hızlı iyileşme sağlayan çözümler sunduğunu belirtti.

Ameliyatsız ve İz Bırakmayan Müdahaleler

Girişimsel radyolojinin, anjiyografi, ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) gibi ileri düzey görüntüleme teknolojilerini rehber olarak kullandığını ifade eden Dr. Ayhan Şenol, “Bu yöntemler sayesinde artık birçok tedavi, klasik cerrahiye gerek kalmadan gerçekleştirilebiliyor. Vücuda büyük kesiler açmadan, sadece iğne deliği büyüklüğünde bir açıklıktan yapılan bu işlemler, hastalara hem estetik hem de konfor açısından büyük avantaj sağlıyor. Bu nedenle halk arasında ‘mini cerrahi’ olarak da biliniyor” dedi.

Hastalar Aynı Gün Taburcu Ediliyor

Uygulanan işlemlerde genel anesteziye çoğunlukla ihtiyaç duyulmadığını vurgulayan Dr. Şenol, “Yüksek teknolojili cihazlarla yapılan tedaviler sonrası hastalar genellikle aynı gün içinde ya da bir gece gözlem altında kaldıktan sonra taburcu ediliyor. Bu da hastane yatış süresini ve enfeksiyon riskini azaltıyor” şeklinde konuştu.

Kanser Tanısında Biyopsi Daha Güvenli Hale Geldi

Girişimsel radyolojinin bir diğer önemli avantajı ise biyopsi işlemlerinde kendini gösteriyor. Özellikle kanser şüphesi taşıyan hastalar için hayati önem taşıyan biyopsi işlemlerinin artık daha kolay, konforlu ve güvenli şekilde yapıldığını belirten Dr. Ayhan Şenol, “İşlem lokal anestezi altında, hastanın rahat bir pozisyonda olduğu bir ortamda gerçekleştiriliyor. Belirlenen hedef bölgeye özel biyopsi iğnesi ile ulaşılıyor. İşlem sırasında hafif bir baskı hissi olabilir ama bu tamamen normaldir. Sonrasında bölgeye bası uygulanarak kanama riski azaltılıyor ve işlem basit bir pansumanla tamamlanıyor” ifadelerini kullandı.

Biyopsi Sadece Tanı Değil, Tedavi Planlaması İçin de Önemli

Toplumda biyopsi işlemleri hakkında yeterli bilgi olmadığını söyleyen Dr. Şenol, bu işlemlerin yalnızca kanser tanısı koymakla kalmayıp, aynı zamanda genetik analizler yoluyla kişiye özel tedavi planlamasında da kritik rol oynadığını vurguladı.

Girişimsel radyolojinin hızla gelişen bir alan olduğunu ifade eden Dr. Şenol, Diyarbakır’daki hastaların da bu modern tedavi olanaklarından yararlanabildiğini belirterek, hastaların çekinmeden bu tedavi yöntemlerine başvurabileceğini sözlerine ekledi.