Abdullah bin Ömer (r.a.)-3
- 04-02-2019 13:36
- 04-08-2023 22:17
- 14
Peygamberimiz, Hz. Abdullah’ı çok sever, zaman zaman ona bazı tavsiyelerde bulunurdu. Bir defasında, o sıralar henüz çok genç olan Hz. Abdullah’ın omuzundan tutarak şöyle buyurdu:
“Ey Abdullah, dünyada kendini garip bir yolcu kabul et, kabir ehlinden say. Ey Ömer’in oğlu, ahirette dinar da dirhem de yoktur, orada iyilik ve kötülüğün karşılaştırılması vardır. Elbisesini gururla çeken kimselerin yüzüne o gün Allah bakmaz.”[2]
Artık Hz. Abdullah, ondan sonraki bütün hayatını bu tavsiyelerin ışığında yaşadı.
Hz. Abdullah mescitte kaldığı günlerde bir rüya görmüştü. Rüyasında iki melek kendisini alarak cehenneme götürmüştü. “Cehennemden Allah’a sığınırım, cehennemden Allah’a sığınırım, cehennemden Allah’a sığınırım!” demeye başladı. O sırada onları başka bir melek karşıladı ve Hz. Abdullah’a, “Korkma.” dedi. Abdullah (r.a.) bu rüyayı kız kardeşi Hafsa (r.a.) vasıtasıyla Peygamberimizden sordurdu. Resûlullah (a.s.m.), “Abdullah ne iyi birisidir; bir de geceleyin namaz kılsa!” buyurdu. Bundan böyle Hz. Abdullah geceleyin pek az uyumaya başladı. Gece namazı kılmaya devam etti.[3]
Abdullah’ın (r.a.) Resûlullah’a derin bir muhabbeti vardı. Kalbi, ruhu, bütün varlığı onun sevgisiyle doluydu. Bu sevgi sebebiyledir ki, zaruri işleri dışında Resûlullah’tan bir an bile ayrılmamış, “Nübüvvet mektebinden kana kana feyiz almıştı. Bütün vaktini ilim öğrenmeye ayırmıştı. Ne var ki, her fâni gibi Peygamberimiz de bu dünyadan ayrıldı. Bu ayrılık Hz. Abdullah’ı hicrana boğdu. Resûlullah’tan bahsedildiğinde gözyaşlarını tutamazdı. Bir yolculuğa çıkarken ve yolculuktan dönüşte ilk olarak Peygamberimizin kabrini ziyaret ederdi.