AMMAR B. YASİR
- 01-01-2020 11:15
- 04-08-2023 22:17
- 8
Ans kabilesinin Yâm koluna mensup olan babası Yasir kaybolan kardeşini aramak için Yemen’den Mekke’ye geldi. Benî Mahzûm kabilesinden Ebû Huzeyfe’nin himayesine girdi ve Sümeyye adlı cariyesiyle evlenerek oraya yerleşti. Ammar bu evlilik sonucu dünyaya geldi. Hz. Peygamber’in Darülerkam’da bulunduğu sırada müslüman olan ve müslümanlığını ilan eden ilk yedi kişiden biridir. Annesi Sümeyye ile babası Yasir de ilk müslümanlardandır. Mekke’de kendilerini himaye edecek kimseleri olmadığı için Kureyşli müşriklerin ağır zulüm ve işkencesine uğradılar. Fakat imanları sebebiyle başlarına gelen bu sıkıntılara sabırla göğüs gerdiler. Annesi Sümeyye bu işkenceler sonunda Ebû Cehil tarafından öldürülerek İslâm tarihindeki ilk şehid oldu. Babası Yasir de aynı gün işkence edilerek öldürüldü. Müşriklerin dayanılmaz baskılarına artık tahammülü kalmadığı bir gün sırf bu işkencelerden kurtulmak maksadıyla onların arzusuna uyarak Lat ve Uzzâ lehinde ve Hz. Peygamber’in aleyhinde konuşmak zorunda kaldı. Müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz doğruca Resûl-i Ekrem’in yanına giderek başına gelenleri anlattı. Hz. Peygamber ona bu sözleri söylerken kalbinde neler hissettiğini sordu. Ammar da iman ile dolu olan kalbinde en ufak bir değişiklik olmadığını söyleyince, Hz. Peygamber yine işkenceye uğrarsa aynı sözleri söylemesinin bir mahzuru bulunmadığını ifade etti. Nitekim bu konuyla ilgili olarak nazil olan ayet-i kerîmede kalbi imanla dolu olduğu halde dininden dönmeğe zorlananların söyledikleri sözlerden sorumlu olmadıkları belirtildi.
Hicretten sonra Hz. Peygamber onunla Huzeyfe b. Yeman arasında kardeşlik bağı (muâhât*) kurdu. Mescid-i Nebevî’nin inşası sırasında büyük gayret sarfetti. Herkes bir kerpiç taşırken onun iki kerpiç getirdiğini gören Resûlullah üzerindeki tozları silkeleyerek, “Vah Ammâr! Kendisini asi (bagı) bir topluluk öldürecek. Ammar onları cennete, onlar ise onu cehenneme davet ederler” dedi. Hz. Peygamber’in bulunduğu bütün savaşlara katıldı. Hz. Ebû Bekir devrinde ise Müseylimetülkezzab ile yapılan Yemame Savaşı’nda bir kulağını kaybettiği halde yiğitçe savaştı ve dağılmak üzere olan İslâm ordusunu yeniden toparladı. Hz. Ömer devrinde Kûfe’ye vali olarak gönderildi ve bu sırada vuku bulan Nihavend Savaşı’na ve Hûzistan’ın fethine iştirak etti. Hz. Osman’ın Ümeyye oğullarını iş başına getirdiğini ve Ebû Zer el-Gıfârî’yi Rebeze’ye sürdüğünü söyleyerek onun icraatına karşı çıktı. Buna rağmen halife onu, aleyhindeki birtakım faaliyetleri araştırmak üzere Mısır’a gönderdi. Abdullah b. Mes‘ûd’un cenazesini kendisine haber vermeden defnettiği için Hz. Osman Ammâr’ı Medine’den sürmeyi düşündü ise de Hz. Ali araya girerek buna engel oldu. Hz. Osman’ın şehid edilmesi üzerine Hz. Ali’ye biat etti. Cemel ve Sıffîn’de onun saflarında yer aldı. Sıffîn’de doksan üç yaşlarında olmasına rağmen Hz. Ali’nin yaya birliklerinin kumandanı olarak savaşırken şehid edildi ve Hz. Ali’nin kıldırdığı cenaze namazından sonra orada defnedildi.
Ammar’ın öldürülmesi üzerine Muaviye b. Ebû Süfyân’ın ordusunda büyük bir karışıklık çıktı. Onun “âsi bir topluluk” tarafından öldürüleceğine dair hadîs-i şerifi hatırlayarak endişeye kapılanlar arasında bulunan Amr b. As, büyük bir üzüntüyle, böyle bir olayı görmektense yirmi yıl önce ölmüş olmayı tercih ettiğini söyleyince Muaviye, “Onu biz öldürmedik, onu buraya getirenler öldürdü” diyerek Amr’ı teselli etmeye çalıştı.
Ammar altmış iki hadis rivayet etmiştir. Bunlardan altısı Buharî ve Müslim’in Ṣaḥîḥ’lerinde yer almaktadır. Hz. Ali, Abdullah b. Abbas, Ebû Mûsa el-Eş‘arî, Cabir b. Abdullah, Muhammed b. Hanefiyye ve diğer bazı kişiler de ondan hadis rivayet etmişlerdir. Uzun boylu, kara yağız, ela gözlü ve geniş omuzluydu. Sade ve nezih bir hayatı vardı. Hiçbir namazını kazaya bırakmadığı rivayet edilir. .İslam tarihinde evinin bir bölümünü mescid olarak ayıran ilk şahıs odur. Buharî onun şu sözünü Ṣaḥîḥ’ine almıştır: “Üç şeyi her kim bir araya getirebilirse imanın tamamını elde etmiş olur: Kendi aleyhine de olsa insafı elden bırakmamak, herkese selam vermek, fakir iken bile sadaka vermek
Ammar b. Yasir’e ait olduğu söylenen bir kılıç, Topkapı Sarayı Müzesi’nin Mukaddes Emanetler bölümünde muhafaza edilmektedir.