CENAZESİNİ 70 BİN MELEĞİN TAŞIDIĞI SAHABE

Hendek Savaşı bittikten sonra evine gelen iki cihan serveri yorgun ve aç durumda istirahat etmek için çıkartmış elbiselerini dinlenecekken, Cebrail (a.s) Peygamber Efendimiz’e Yahudilerin ihanetini hatırlatıyor ve Efendimiz’e gereğini yapmasını söylüyor. Efendimiz de, Benî Kurayza Yahudilerinin üzerine yürümek için tekrar sahabelere haber yolluyor. Korunaklı kalelerine sığınan Yahudiler, “Bize ne yapabilirsiniz?” diyorlar. Efendimiz’in üzerine muazzam bir taş yollamışlar. “Allah, seni insanlara karşı koruyacak habibim” ayet-i kerimesi yüzü suyu hürmetine taş, Efendimiz yerine başka bir sahabenin üzerine geliyor. Sahabe orada şehit oluyor. Yahudilerin en zayıf yanı, mallarıdır. O dönemde Medine’nin en büyük bahçeleri Yahudilerin elinde. Efendimiz ağaç kesilmesine karşı olmasına rağmen sahabelere ağaçları kesmelerini emrediyor. Malı, canı giden Yahudiler anlaşmak istediklerini bildiriyorlar. Yahudiler, eskiden kendilerinden sermaye alarak Medine’nin en zenginlerinden olan Saad bin Muaz’ı kendileri lehlerine karar verir diye hakem seçmek istemişler. Saad bin Muaz ise yaralı. Ok, bileğinden geçen atardamara isabet ettiğinden dolayı kanı oluk oluk akıyor. Muaz, ‘Ya Resulullah daha gencim, güçlüyüm, kuvvetliyim ama bu kandan dolayı öleceğim. İslam’a daha fazla hizmet etmek istiyorum’ diyor. Efendimiz, Saad bin Muaz’ın yarasına tükrüğünü sürerek tedavi ediyor.

SAAD BİN MUAZ’IN SON HİZMETİ

Burada dikkat edilmesi gereken Saad bin Muaz, zengin olmasına sebep olan Yahudileri mi kayıracak yoksa İslam’a mı hizmet edecek meselesi. İyileşen Saad bin Muaz, ilk başta Efendimiz varken hakem olmayı kabul etmek istemese de, Resulullah’ın emriyle hakem olmayı kabul etmiş. Muaz, Medine Sözleşmesi’nin ihlal edilmiş olmasından dolayı eli silah tutan bütün Yahudilerin kellesinin uçurulmasına karar vermiş. Kadınların ve çocukların da Hayber’e sürgününe karar vermiş. Hakem olarak kararın uygulandığını kontrol eden Muaz, son kellenin de kesilmesinden sonra yaranın tekrar açılması ile gece vefat etmiş. Saad bin Muaz, İslam’a son hizmetini de böyle yapmış oldu. Kabri Medine’dedir. Medine’ye gidenler ziyaret eder inşallah.

DÜŞMANIN BİLE KABUL ETTİĞİ ADALET

Saad bin Muaz’ın vefat haberini alan Efendimiz, Muaz’ın evine gece taziyeye gitmiş. Efendimiz, birkaç dakika kapıda beklemiş. Sahabeler, neden girmediğini sorunca Resulullah, “İçerisi melek dolu, Saad bin Muaz için Allah’a dua ediyorlardı. Melekler bana yer verince ben içeri girdim” buyurmuş. Saad bin Muaz’ın imanının nasıl olduğunu görün. İri yapılı olan Saad bin Muaz’ın cenazesini taşıyan sahabeler, “Ya Resulullah, Saad’ı taşırken adeta parmağımızın ucundaydı. Hiç ağırlığı yoktu” diye şaşkınlıklarını anlatmışlar. Efendimiz ise, “Saad’ın cenazesini 70 bin melek taşıdı” buyurmuş. Saad bin Muaz öyle mübarek bir adam, hakemlikte adil oldu. Hem Kur’an’a hem de Tevrat’a uygun karar verdi. Yahudiler dahi onun bu kararının Tevrat’a uygun olduğuna şahit oldular.