Şefaat İle İlgili Ayet -2

«‒Bunlar azap görüyorlar. Hem de azap görmeleri (zâhiren) büyük bir şey için değildir» buyurduktan sonra:

«‒Evet, (aslında günahları büyüktür); biri idrarından korunmazdı, diğeri de kovuculuk yapardı!» buyurdular.

Ondan sonra yaprakları olmayan taze bir hurma dalı istediler. Dalı ikiye bölüp her birinin kabri üzerine birer parça diktiler. Ashab-ı kiram:

«‒Yâ Rasûlallah, bunu niçin yaptınız!» diye sordular.

Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

«‒Bunlar kurumadığı müddetçe belki azapları hafifler!» cevabını verdiler. (Buhârî, Vudû’, 55)

  • Cennet Ehlinin Şefaati

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“Kıyâmet günü insanlar saf saf olur -bir rivâyete göre, cennet ehli saf saf olur-. Derken, cehennem ehlinden bir kişi cennet ehlinden birine rastlayıp:

«–Ey fülan! Hatırladın mı, sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim?» der, (ve bu sûretle şefaat ister). Mü’min de o kimseye şefaat eder.

(Cehennemlik olan bir başka) kimse, cennetlik olan birinin yanına varır ve ona:

«–Hatırlıyor musun, sana bir gün abdest suyu vermiştim?» diyerek (şefaat ister. O da hatırlar) ve ona şefaat eder.

Yine cehennemlik olanlardan biri, cennetlik birisine:

«–Ey fülan! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben de o gün senin için gitmiştim» der. Cennetlik olan kimse de ona şefaat eder.” (İbn-i Mâce, Edeb, 8)

  • Peygamberimiz, Kendi Kabrini Ziyaret Edene Şefaat Edeceğini Bildirmiştir

“Kabrimi ziyâret edene, şefaatim vâcip olur.” (Heysemî, IV, 2. Bkz. Beyhakî, Şuab, III, 488-490/3862)

  • Kuran Şefaat Edicidir

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Kur’ân okuyunuz! Çünkü o, kıyamet günü kendisiyle hemhâl olan kişilere şefaatçi olarak gelecektir.” (Müslim, Müsâfirîn, 252)

Başka bir hadis-i şerifte de:

“Kim Allah’ın kitâbından bir âyet öğrenirse kıyâmet günü öğrendiği âyet o kişiyi, yüzüne gülerek karşılar” buyrulur. (Heysemî, VII, 161)

“Kıyâmet günü Kur’ân-ı Kerim, rengi uçuk bir adam gibi gelir ve (okuyucusuna):

«–Seni gece uykusuz ve gündüz susuz bırakan benim!» der.” (İbn-i Mâce, Edeb, 52)

  • Mülk Suresi Şefaat Edicidir

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdular:

“Kur’ân’da bir sûre vardır, otuz âyet… O sûre, mağfiret edilinceye kadar bir adama şefaat etti. O Tebâreke’llezî bi-yedihi’l-mülk Sûresi’dir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân (Sevâbu’l-Kur’ân), 9/2891) Hasen

  • Namaz Kılarak Şefaate Yardım Et

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendisine hizmet eden bir zâta:

“–Bir ihtiyacın ve isteğin var mı?” diye sorar dururdu.

Birgün, yine ona böyle sorduğu zaman:

“–Dileğim vardır yâ Rasûlallah!” dedi.

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona:

“–Nedir dileğin?” diye sordu. O zât:

“–Kıyâmet günü bana şefaat etmendir!” deyince, Peygamber (a.s):

“–Bunu istemeni sana kim öğretti?” diye sordu.

“–Rabbim!” dedi. Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona:

“–Öyleyse sen de çok secde ederek bu hususta bana yardımcı ol!” buyurdu. (Ahmed, III, 500)

  • Cenaze Namazını 40 Kişi Kılarsa

Abdullah bin Abbâs’ın azatlısı Küreyb şöyle anlatır:

“İbn-i Abbâs’ın Kudeyd’de yahut Usfân’da bir oğlu vefat etmişti. Bunun üzerine İbn-i Abbâs:

«‒Ey Küreyb! Bak oğlumun cenazesine ne kadar cemâat tonlanmış?» dedi.

Bunun üzerine ben dışarıya çıktım. Bir de baktım ki oğlunun cenazesine bir hayli cemâat toplanmış. Bunu kendisine haber verdim. İbn-i Abbâs:

«‒Bu toplananlar kırk kişi var mıdır?» dedi. Ben:

«‒Evet» cevâbını verdim.

«‒O hâlde cenazeyi çıkarın. Zira ben Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i şöyle buyururken işittim:

“Bir müslüman vefât ettiğinde, Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmayan kırk kişi cenâze namazını kılarsa, Allah Teâlâ o kişileri, cenâze için şefaatçi kılar”.» dedi. (Müslim, Cenâiz, 59)

  • Medine'de Vefaat Eden Kişi

Zübeyr b. Avvam’ın azadlı kölesi Yuhannes şunları anlattı:

“Fitne (karışıklık) zamanında Abdullah b. Ömer -radıyallâhu anh-’ın yanında oturuyordum. Azat ettiği bir cariye gelerek ona selam verdi ve:

“–Ya Eba Abdurrahman, ben Medine’den çıkmak istiyorum. Açlık sıkıntısı çekiyoruz.” deyince:

“–Otur ey akılsız! Şüphesiz ki ben Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şöyle buyurduğunu işittim:

«Medine’nin minnet ve sıkıntısına sabreden kimseye şüphesiz kıyâmet gününde şefaatçi veya şahid olurum».” (Muvatta’, Câmi’, 3)

Rasûlullah Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyururlar:

“Ümmetimden biri, Medine’nin sıkıntı ve açlığına sabrederse, Kıyamet günü mutlaka ona şefaatçi veya şahit olurum!” (Müslim, Hacc 484; Tirmizi, Menakıb, 68/3918)

“Medine’de vefat etmeye muktedir olan orada vefat etsin! Zira ben, orada vefat edene şefaat ederim.”