Orta Çağ’ın en büyük kahramanlarından biri olan Selahattin Eyyubi, İslam dünyasında adalet ve cesaretin simgesi olarak tanınır. Kudüs’ü Haçlılardan geri alarak tarihe damgasını vuran bu büyük liderin Diyarbakır’la olan ilişkisi, şehrin tarihinde özel bir yer tutuyor.
Selahattin Eyyubi, Diyarbakır’ı stratejik bir merkez olarak görmüş ve burada köklü bir yönetim kurarak bölgenin güvenliğini sağlamıştır. 12. yüzyılda Eyyubi Hanedanı’nın kontrolüne giren Diyarbakır, bu dönemde İslam dünyasının önemli kültürel ve siyasi merkezlerinden biri haline geldi. Eyyubi ailesi, şehri sadece askeri açıdan değil, aynı zamanda kültürel ve mimari açıdan da zenginleştirdi.
Diyarbakır'daki Ulu Cami, bu dönemin en önemli miraslarından biridir. Selahattin Eyyubi’nin emriyle restore edilen cami, İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Bu yapının yanı sıra, Selahattin Eyyubi’nin izlerini taşıyan birçok tarihi eser, şehrin dört bir yanında hâlâ ayakta duruyor.
Diyarbakır halkı, Selahattin Eyyubi’yi sadece bir hükümdar olarak değil, aynı zamanda bir koruyucu olarak da anıyor. Şehirde, her yıl düzenlenen çeşitli etkinliklerle bu büyük liderin hatırası yaşatılıyor. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan Diyarbakır, Selahattin Eyyubi’nin mirasını onurlandırmaya devam ediyor.
Bu derin bağ, Selahattin Eyyubi’nin Diyarbakır’a bıraktığı kültürel ve tarihi mirasın, bugün hala şehrin kimliğinde güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.
