Allah’ın rahmeti ve mağfireti geniş ve sonsuzdur. Şeytanın aldatıcı vesveselerine aldanarak Allah’a karşı günah işleyen ve hata yapan kullarının umutsuzluk ve çaresizlik, isyan ve itaatsizlik içine girmemesi; bilakis kendisine çeki düzen verip onu yaratan, akıl, gönül ve iyi ile kötüyü ayırt etme melekesini veren Allah’ın rahmet ve mağfiretine sığınması gerekir. Bu konuda Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey müminler! Hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz” (Nûr, 24/31); “Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin…” (Hûd, 11/3); “Ancak bundan sonra tövbe edip kendilerini düzeltenler müstesnadır. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Âl-i İmrân, 3/89); “Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Mâide, 5/39); “De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” (Zümer, 39/53) Günah işleyip hata yapan kulun, tövbe ederken, kalbinin derinliğinden pişmanlık duygusunu hissederek, samimi ve ihlâslı bir niyet ve duygu içinde olması gerekir. Bu duygu içinde yapılan tövbe manevi açıdan insana fayda sağlar. Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler.” (Tahrîm, 66/8)