Abbas bin Ubâde (r.a.)-2

 

Bu konuşma üzerine Akabe Biatı’na gelenler hep bir ağızdan:

“Onu korumak uğrunda her türlü tehlikeye razıyız!” diye bağırdılar. Sonra da teker teker Re­sû­lul­lah’a biat ettiler. Bu durum Re­sû­lul­lah’ı çok memnun etti.

Akabe’de biat işi devam ederken müşrikler bunu haber aldılar. Peygamberi­miz, Medineli Müslümanlara:

“Hemen konak yerlerinize dönünüz.” buyurdu. Hz. Abbas bin Ubâde bütün samimiyetiyle:

“Yâ Re­sû­lal­lah, Seni hak dinle gönderen Allah’a yemin ederim ki, eğer arzu ederseniz yarın sabah Mina’daki halka hücum eder, onları kılıçtan geçiririz!” diye bir teklifte bulundu. Fakat Peygam­berimiz (a.s.m.):

“Henüz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı.” buyurarak buna müsaade etmedi.

Hz. Abbas, Akabe Biatı’ndan sonra Mekke’ye yerleşti. Peygamberimize yakın olmak istiyordu. Oysa o sırada müşrikler, Müslümanlara karşı giriştikleri işken­ce ve tazyi­ki artırmışlardı. Fakat Hz. Abbas’ın Re­sû­lul­lah ile beraber olmak uğ­runa göze alama­ya­cağı tehlike yoktu. Nitekim Mekke’de bulunduğu müddetçe birçok sıkıntıyla karşılaş­tı. Hicret emri çıkınca da Medine’ye hicret etti. Böy­lece hem Muhacir, hem de Ensar olma şerefini kazandı. Müslümanlar arasında “Ensar’ın muhaciri” diye isimlendirilirdi. Peygamberimiz onunla Muhacirîn ileri gelenlerinden Osman bin Ma’zun (r.a.) arasında kardeşlik tahsis etti.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ