<div> </div> <div>İslam nurunun yayılması Mekke müşrikleri yanında Yahudileri de endişelendiriyordu. Bilhassa Benî Nadîr Yahudileri bir türlü Resûlullah’ın peygamberliğini hazmedemiyorlardı. Resûlullah’a karşı kin, haset ve adavet besliyorlardı. İçlerindeki âlimleri Resûlullah’a göndererek zor durumda bırakmak istiyorlardı. Fakat Kur’ân onları susturuyordu.</div> <div>İşte, Beni Nadîr Yahudilerinin en azılısı ve Resûlullah’a karşı en çok düşmanlık besleyeni Sellâm bin Ebî Hukeyk, Resûlullah’ı sık sık rahatsız ettiği gibi, Müslümanları da daima tehdit eder, etrafındakileri Resûlullah Efendimizin aleyhine kışkırtarak onu öldürme teşebbüsünde bulunurdu.</div> <div>Resûlullah’ın Ashâbı, onun bu zulüm ve tehditlerine artık tahammül edemiyordu. Bir gün kendi aralarında konuşuyorlardı. Resûlullah’ın düşmanlarını sayıyorlardı. En büyük düşmanları arasında şüphesiz Sellâm bin Ebî Hukeyk de vardı. Düşmanların en azılısıydı. Bunun öldürülmesi şarttı. Çünkü o, Resûlullah’ı öldürmek için uğraşıyordu. Bu hususta geldiler, Resûlullah’tan izin istediler. Resûlullah da onlara izin verdi.</div>