<div>Abdullah bin Ömer (r.a.)-10</div> <div> </div> <div>Peygamberimiz bir adamı bir diğerini utangaçlığından dolayı ayıplarken gördü. Adam şöyle diyordu:</div> <div>“Bu utangaçlığın sana çok zararı olur.”</div> <div>Bunun üzerine Resûlullah (a.s.m.):</div> <div>“Bırak onu. Şüphesiz ki hayâ, imandandır.” buyurdu.[10]</div> <div>Hz. Abdullah hadis, tefsir ve fıkıh ilmine vâkıf olduğu hâlde fetva verirken çok titiz davranırdı. Kesin olarak bilmediği veya tereddüdü olduğu meselelerde, “Ben bu meseleyi bilmiyorum.” deme tevazuunu gösterirdi. Çokları onun bu samimi itirafına hayret ederlerdi. Bir defasında Hz. Abdullah’tan fetva istemişlerdi. O, “Ben bu meseleyi bilmiyorum.” dedi. Suali soran ısrar edince Hz. Abdullah, “Ben senin vasıtanla cehenneme köprü kuramam!” diye karşılık verdi.</div> <div>Hz. Abdullah, Hicret’in 73. yılında 86 yaşındayken Hakk’ın rahmetine kavuştu. Onun şu sözü, ilim yolunda çalışanlara gerçekten bir rehber mertebesindedir:</div> <div>“İnsan şu vasıflara sahip olmadıkça gerçek âlim olamaz: Kendisinden üstün kimseye haset etmeyecek. Kendisinden aşağıda olanı hakir görmeyecek. İlmine karşılık dünyalık bir fayda arzu etmeyecek…”</div> <div> </div>