Abdullah bin Süheyl (r.a.)-1

 

Hz. Abdullah, İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman oldu. Müşriklerin dayanıl­maz işkencelerine maruz kaldı. Peygamberimizin müsaadesi üzerine Habeşis­tan’a hicret etti. Bir müddet orada kaldı. Rahattı. Kimse ibadetine engel olmu­yordu. Fakat bütün Muhacirler gibi o da Re­sû­lul­lah’tan ayrı kalmanın ıstırabını yaşıyordu. Daha fazla dayanamadı. Her türlü çile ve işkenceyi göze alarak Mek­ke’ye döndü.

O sıralar müşrik olan babası Süheyl, oğlunun Müslüman olmasına, hele hele hicret etmesine çok içerlemiş ve kızmıştı. Oğlunun geri dönmesine çok sevindi. İşte artık eline fırsat geçmişti. Hz. Abdullah’a gereken cezayı verecek, aklı sıra onu dininden döndürecekti. Hemen harekete geçti. Önce şiddetli bir şekilde dövdü, sonra da direğe bağladı. İşkenceyi o derece artırdı ki, sonunda Hz. Ab­dullah kalben inandığı hâlde müşrik görünmek mecburiyetinde kaldı. Böylece babasının zulmünden kurtuldu.

Süheyl oğlunu çözdü. Birçok ikramda bulundu. Onun putlara tekrar dönme­sine çok sevinmişti. Günler böylece geçti. Müşrikler Bedir Savaşı için ordu ha­zırladılar. Süheyl kendisi bu orduya katıldığı gibi, oğlunu da yanına aldı. Artık onun Müslüman olabileceğine ihtimal vermiyordu. Hâlbuki Hz. Abdullah za­ten Müslüman’dı. Dininden dönmemiş, müşrik olduğunu sadece diliyle söyle­mişti. Kalben kuvvetli bir imana sahipti.

Hz. Abdullah o günden beri Peygamberimize kavuşmak için fırsat kollamış, fakat bir türlü bu fırsata kavuşamamıştı. Bunun kendisi için iyi bir imkân olaca­ğını düşündü. Bir yandan da Cenâb-ı Hakk’a duada bulundu, O’ndan yardım iste­di.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ