<div><span>Yunus Emre Hazretleri ne güzel söyler:</span></div> <div><span>Bir hastaya vardın ise</span></div> <div><span>Bir içim su verdin ise</span></div> <div><span>Yarın anda karşı gele</span></div> <div><span>Hak şerâbın içmiş gibi</span></div> <div><span>Bir miskini gördün ise</span></div> <div><span>Bir eskice virdün ise</span></div> <div><span>Yarın anda sana gele</span></div> <div><span>Hak libâsın biçmiş gibi</span></div> <div><span>Cenâb-ı Hak, bizleri bu hususta gaflete düşmekten şöyle îkaz buyuruyor:</span></div> <div><span>“Ey îmân edenler! Kendisinde artık alışveriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyâmet günü) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler, elbette zâlimlerdir.” (el-Bakara, 254)</span></div> <div><span>Unutmayalım ki son nefes; lekesiz, buğusuz, berrak bir ayna gibidir. Her insan bu aynada, güzellikleri ve çirkinlikleriyle bütün ömrünü net bir şekilde seyreder. O an, gözlere ve gönüllere hiçbir nefsânî îtiraz ve gaflet perdesi inmez. Bilâkis bütün perdeler kalkar ve her türlü îtiraf; aklı ve vicdânı derin bir pişmanlık iklimine sokar.</span></div> <div><span>Bu sebeple; “Ölmeden evvel ölünüz.” düstûruna riâyet edip, ölümle mecburen terk edeceğimiz nefsânî ihtiraslarımızı bugün kendi irâdemizle terk edelim. Ecel gelip çatmadan tevbe-istiğfâr ile hâlimizi ıslah edelim ki; son nefes, hayatımızı pişmanlıkla seyrettiğimiz hüsran aynası olmasın!..</span></div> <div><span>Zira ecel senedimizin meçhul vâdesi dolduktan sonra, âhiretimiz için bir şey yapmak artık imkânsız, dünya hayatımız için nedâmet duymaksa faydasızdır. Zaman, Allâh’ın kuluna en büyük ihsân-ı ilâhîsidir. Zaman geriye alınamaz, biriktirilemez ve borç olarak alınıp verilemez. Nitekim Cenâb-ı Hak Asr Sûresi’nde, zamana yemin etmekte, onu îman, sâlih amel, hakkı ve sabrı tavsiye ile ihyâ etmeyenlerin hüsran içinde oldukları îkâzında bulunmaktadır.</span></div> <div><span>Dolayısıyla bizi Mahşer gününde kurtuluşa erdirecek bir hesâba hazırlık için gün, bugündür! Amel-i sâlihler işlemek için dem, bu demdir! Üzerimizdeki emanetleri gerçek sahibinin emrine teslim etmek için de fırsat, bu fırsattır!</span></div> <div><span>Yine bunun içindir ki; “Yarın yaparım diyenler helâk oldu.” buyrulmuştur. Zira kimsenin yarına çıkacağına dâir bir teminâtı yoktur.</span></div> <div><span>Bu itibarla faydalı işler görmekte acele edip Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in şu tavsiyelerini kendimize hayat düstûru edinmeliyiz:</span></div> <div><span>“Ey insanlar! Ölmeden evvel Allâh’a tevbe ediniz! Sizi meşgul edecek birtakım sıkıntı ve meşakkatlerle karşılaşmadan evvel, sâlih amellere koşunuz! Allâh’ı çok çok zikretmek ve gizli-açık bol bol sadaka vermek sûretiyle, O’nun, üzerinizdeki hakkını îfâya gayret ediniz ki rızka nâil olasınız, yardım göresiniz ve ıslâh edilesiniz!” (İbn-i Mâce, İkāme, 78)</span></div>