<div>Allah dostlarından… Talebesi anlatıyor.</div> <div>Bir sabah hazır olduğumuz yere teşrif edip, hatır sorarken, halimi arzedip:</div> <div>- Efendim, benim şu kadar lira borcum var idi. Günü geldi sıkılıyorum. Üç gün izin verirseniz memlekete gidip öder gelirim, dedim. </div> <div>- Biraz sabret, geceler gebedir, buyurdular.</div> <div>Birkaç gün sonra, münasip lisanla tekrar hatırlatmak zarureti hasıl oldu. Zira memlekette, “borçtan kaçtı” sözleri de gelen haberler arasında idi. Hz.Üstaz'ın sözü yine evvelki gibi idi.</div> <div>- Geceler gebedir.</div> <div>Fakat bir gün sonra bana:</div> <div>- Memlekette nerden vereceksin bu parayı? diye sual ettiler.</div> <div>İşin en canlı noktası da burası.</div> <div>- Efendim, babamdan kalma bir bağım var, üç bin lira eder. Onu satıp veririm, dediğimde Hz.Üstazın rengi birden değişti. mübarek gözleri buğulandı.</div> <div>Ve şu sözler döküldü:</div> <div>- Biz kardeşlerimizin evini bağını satmak değil, birini iki etmekle mükellefiz.</div> <div>İkinci gün bir tüccar ağabeyimizden ödünç para alıp parayı bana verdiler. Sonra ödedim.</div> <div> </div>