<h1><span>Çocuk nasıl yetiştirilir? Çocuk terbiyesi nasıl olur? Merhum Musa Topbaş Efendi’nin çocuklarına ve çocuk terbiyesine verdiği önem...</span></h1> <div><span>Hak Teâlâ Hazretleri, Muhterem Üstâza kıymetli iki evlat ihsan etti. İlk çocukları 1942 yılında dünyaya geldi. Ona Hulefâ-i Raşidinin üçüncüsünün ismi olan “Osman Nûri” adını verdiler. İkinci yavruları da 1947 senesinde hayata gözlerini açtı. Bu çocuklarına da Mûsâ Efendinin çok sevdiği ilk halife Hz. Ebubekir’in ismini verdiler.</span></div> <div><span>Mûsâ Efendi -kuddise sirruh-, çok iyi bir âile terbiyesi içinde yetiştiğinden, kendisi de evlatlarına karşı aynı şekilde büyük bir itina göstererek, bu terbiye vazifesini hakkıyla îfa etti. Çünkü o biliyordu ki, anne babanın çocuğuna bırakacağı en hayırlı miras, güzel terbiyedir. Yine biliyordu ki, ailede bir çocuk gerekli terbiyeyi kazanamazsa, onu bir başka yerde elde etmesi çok zordur.</span></div> <h2><strong><span>ANNE BABALAR ÇOCUKLARINI CİDDİYE ALMALI</span></strong></h2> <div><span>Bir milletin istikbâli olan gençliğin iyi yetişmesi, Mûsâ Efendinin en büyük hedeflerinden biriydi. O bu konuda geç kalınmamasını, küçük yaşlardan itibaren anne-babanın çocuklarını ciddiye almasını arzu ederler ve bu konuda uyarılarda bulunurlardı. Günümüz anne-babalarının şefkat adına bazen zulüm işlediklerini ifade ederlerdi. Onun bu konuyla ilgili şu sözleri, hem çocuk eğitiminin inceliklerini, hem de kendi çocuklarına karşı nasıl bir terbiye üslûbu takip ettiklerini göstermektedir:</span></div> <div><span>“Bir babanın evlâdını cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak ise evlatlarımıza, imânı, yani Allah Teâlâ’nın ve Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin sevgisini telkin etmekle, farzları, haramları öğretmekle, ibâdetin zevkini aşılamak ve ibâdete alıştırmakla ve dinsiz ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur.</span></div> <div><span>Evlâdına, Allahü Teâlâ’yı ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve selem- Efendimizi öğretmeyen, sevdirmeyen ana ve babalar, onun hem dünya hem de âhiret kâtili sayılırlar.</span></div> <div><span>Evlâdına dinini öğretmeyen ana-babalar, dünyanın en merhametsiz insanlarıdır.</span></div> <div><span>Çocuk üşümesin, uykusuz kalmasın diye onu namaza kaldırmamak, cinâyetlerin en büyüğü sayılır. Bu iyilik değil; ona karşı en büyük kötülükdür. Bundan daha büyük bir budalalık tahayyül edilemez.</span></div> <div><span>Ana-baba merhametli iseler, evlatlarını seviyorlarsa, evvelâ dinlerini öğretirler, sonra da dünya ile alâkalı ilimleri. Dinlerini öğretmeyi ihmal edip, dünyada yalnız para kazanılacak bilgileri öğretirlerse, merhametsizlerin en merhametsizi oldukları meydana çıkar.</span></div>