<div>Değerli okuyucularımız,Ocak ayının 28’ine geldik ve Diyarbakır'da yağışlar hâlâ beklenen seviyede değil. Geçtiğimiz yıllarda kış mevsiminin bu dönemlerinde yağmurlu ve soğuk günler yaşardık. Ancak bu yıl, iklim değişikliği ve kuraklık etkilerini artık daha net hissettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. </div> <div>Yağışın olmaması, yalnızca bir hava durumu meselesi değil; tarımdan su kaynaklarına, günlük yaşamdan ekosisteme kadar birçok alanı etkileyen ciddi bir sorun. Diyarbakır gibi tarımın önemli bir geçim kaynağı olduğu şehirlerde, yağışların azalması çiftçilerin endişelerini artırıyor. Barajların doluluk oranı düşerken, su sıkıntısının günlük hayatımıza nasıl yansıyacağı da merak konusu. </div> <div>Meteoroloji verilerine göre, bu yıl yağış miktarının geçen yıllara oranla çok daha düşük olduğu belirtiliyor. Ancak sadece verilerle değil, gözlemlerimizle de bunun farkına varıyoruz. Ocak ayında kar veya yağmur yerine güneşli günlerle karşılaşıyoruz. Mevsimler arası dengenin kaybolması, aslında insan eliyle doğanın düzenine yapılan müdahalelerin bir yansıması değil midir? </div> <div>Diyarbakır halkı olarak, bu durum karşısında sorumluluk almanın vakti geldi. Su tasarrufu yapmak, doğayı korumak ve daha bilinçli bir tüketim alışkanlığı geliştirmek, bu sorunun çözümüne katkıda bulunabilir. Bunun yanında, yetkililerin tarım ve su yönetimi konusunda uzun vadeli politikalar geliştirmesi, bu gibi kuraklık dönemlerinde daha az zarar görmemizi sağlayabilir. </div> <div>Unutmayalım, her bir damla suyun değerli olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu nedenle, bugünlerden ders alarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için hep birlikte harekete geçmeliyiz. Yağışsız geçen bu Ocak ayı, bize bir uyarı niteliği taşıyor. Önemli olan, bu uyarıyı dikkate alarak doğru adımları atabilmektir.Doğa bizden yardım istiyor. Ona kulak vermeye ne dersiniz? Saygı ve selamlarımla.</div>