Hak Geldi, Batıl Zayi Oldu

Kur'an-ı Kerim'in derin anlamlar içeren ayetlerinden biri olan "Hak geldi, batıl zayi oldu. Şüphesiz batıl yok olmaya mahkûmdur" (İsra Suresi, 81. ayet), hayatımıza rehberlik eden bir hakikati işaret eder. Bu ayet, yalnızca bir mesaj değil, aynı zamanda insanlık tarihinin değişmez bir gerçeğini ortaya koymaktadır: Hak olan daima galip gelir, batıl ise yok olmaya mahkûmdur.

İnsanlık tarihi, hak ve batılın mücadelesiyle şekillenmiştir. Bu mücadele, bazen peygamberlerin zalimlere karşı direnişi, bazen mazlum halkların adalet arayışı, bazen de bireylerin kendi iç dünyalarındaki iyilik ve kötülük savaşı şeklinde tezahür etmiştir. Ancak her defasında hakikat, sabır ve azimle galip gelmiştir. Peygamber Efendimiz ’in (s.a.v.) Mekke döneminde maruz kaldığı baskı ve zulüm, ardından Medine’de kurulan İslam toplumunun başarısı, bu gerçeğin en güzel örneklerinden biridir.

"Hak geldi, batıl zayi oldu" ayeti, yalnızca geçmişe değil, bugüne ve geleceğe de ışık tutar. Günümüz dünyasında da hak ve batıl mücadelesi devam etmektedir. Adalet, merhamet, dürüstlük ve paylaşma gibi değerler, batılın temsil ettiği zulüm, bencillik, yalan ve haksızlıkla karşı karşıya gelmektedir. Ancak unutmamalıyız ki, hakikatin ışığı ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın, sonunda karanlıkları delip geçer.

Bu ayet, aynı zamanda bireysel hayatımızda da bir rehberdir. Kalplerimizdeki batıl düşünceleri, yanlış alışkanlıkları ve kötü eğilimleri terk etmek, hakikate yönelmekle mümkündür. Günahlarımızdan tövbe ederek, Rabbimize sığınarak ve hak yolunda samimiyetle çaba sarf ederek, kendi içimizde hakikatin galip gelmesini sağlayabiliriz.

Hak ve batıl arasındaki mücadelede bizlere düşen, hakikatin yanında saf tutmaktır. Adaletten, doğruluktan ve iyilikten asla taviz vermemeliyiz. Bu uğurda çekilen sıkıntılar, gösterilen sabır ve azim, Rabbimiz katında büyük bir değer taşır. Çünkü hakikat yolunda atılan her adım, batılın daha da zayıflamasına vesile olur.

Geliniz, bu mübarek günlerde "Hak geldi, batıl zayi oldu" ayetini hayatımıza düstur edinelim. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde hakikatin savunucusu olalım. Unutmayalım ki, hakikat yolunda harcanan her çaba, hem bu dünyada hem de ahirette bizlere huzur ve kurtuluş getirecektir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ