<div><span>İşte bu zat, Hubeyb bin Yesaf idi (r.a.). Fıtri olarak cesaret ve kahramanlığa sahip bu sahabi, Müslüman olmadan önce dahi Mekke müşriklerinin Resûlullah’a yaptıkları zulümlere tahammül etmeyecek kadar insaf ve vicdan sahibiydi. Haksızlığa karşı mücadeleci bir ruh taşıyan bu kahraman insanın ruhundaki engin hakperestlik hissini, ancak İslami hakikat ve prensipler doyurabilir, geliştirebilirdi. Bedir Harbi’ne iştiraki Müslüman olmasıyla mümkündü. Çünkü “Bedir Arslanları,” Kur’ân’da methedilen mücahitler topluluğuydu. İşte Resûlullah, Kur’âni ölçünün emrettiğini yaparak onu İslam’a, tevhide davet etti. Ve Hubeyb, kalbindeki hakikat ışığının İslam imanının nuruyla birleştiğini gördü, bahtiyarlar kervanına katıldı.</span></div>