<div><strong>NASIL GİTTİYSE ÖYLE DÖNDÜ</strong></div> <div>Hz. Ömer (r.a.) hilafeti zamanında vali olarak tayin ettiği Huzeyfe'yi (r.a. ) Medayın halkına gönderirken fermanına:<strong> "Sözünü dinleyin, itaat edin ve istediğini verin."</strong> diye yazmıştı. Oraya vardığında "-Ne istersen verelim" diyen halka;<strong> "içinizde bulunduğum sürece yiyeceğimi ve merkebimin yemini isterim."</strong> diyerek dünya sevgisi, mal sevgisi diye bir şeyin gönlünde olmadığını belirtmek istemiştir. Hatta Medine'ye dönerken, Medayin'e nasıl gitmişse öylece geldiği için Hz. Ömer (r.a.) Huzeyfe'yi (r.a.) kucaklamış ve:</div> <div><strong>"Sen benim biraderimsin ben de senin biraderinim"</strong> ifadeleriyle ona karşı sevgisini göstermiştir.</div> <div>O günler ne saadetli günlermiş. Mala mülke değer verilmemiş...menfaatler öne geçmemiş. Bugünler ise fitne dolu, fisk dolu, menfaat dolu... Hizmet için geçici sevgiler gönülde bulunmamalı.</div> <div>Hz. Osman (r.a.) zamanında Azerbaycan ve Ermenistan'ın fethine gönderilen Huzeyfe (r.a.) orada Kur'an-ı Kerîm'in değişik lehçelerde okunduğunu görür ve Hz. Osman'a (r.a.) Kur'an-ı Kerîm'in Kureyş lehçesi üzerine çoğaltılmasını teklif eder. Kur'anımız çoğaltılır ve belli merkezlere gönderilir.</div> <div>Yüzden fazla hadis rivayet etmiş bulunan Huzeyfe (r.a.) Hz. Osman'ın (r.a.) şahadetinden sonra 656'da vefat eylemişlerdir. Rabbimizden şefaatlerini niyaz ederiz.</div> <div> </div>