<div><strong>Kadir Gecesi’nin gizli tutulan ve geceler içinde aranan bir gece olmasının hikmeti nedir? Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve sahabe Kadir Gecesi'ni ihya etmek için nasıl bir gayret gösterir, ne yaparlardı?</strong></div> <div>Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in hayat veren düsturlarından biri de; <strong>ibâdette devamlılık, istikamet ve istikrar</strong>dır. Kadir Gecesi’nin gizli tutulan ve geceler içinde aranan bir gece olması da bu düstura teşvik mâhiyetindedir:</div> <div><strong>BÜTÜN SENE</strong></div> <div>Müfessir <strong>Fahreddin Râzî</strong> şöyle demiştir:</div> <div><strong>“Hak Teâlâ;</strong></div> <div>Rızâsının hangi ibâdette olduğunu gizlemiştir ki <strong>bütün ibâdetlere rağbet edilsin.</strong></div> <div>Gazabının hangi isyanda olduğunu gizlemiştir ki <strong>bütün günahlardan kaçınılsın.</strong></div> <div>İnsanlar arasında dostlarını gizlemiştir ki <strong>bütün insanlara hürmet gösterilsin.</strong></div> <div>Duâlar arasında kabul ettiği duâyı gizlemiştir ki <strong>bütün duâlara itibar edilsin.</strong></div> <div>İsimleri arasında «ism-i âzam»ını gizlemiştir ki <strong>bütün isimlerine tâzîm edilsin. </strong>(Mü’min, bütün cemâlî sıfatların mazharı olmaya gayret göstersin.)</div> <div>Namazlar arasında (âyet-i kerîmede bilhassa ve müstakil olarak zikredip husûsî bir sır ve şeref verdiği) «salât-ı vüstâ»nın (orta namazın) hangisi olduğunu gizlemiştir ki <strong>bütün namazlar huşû ile kılınsın.</strong></div> <div>Tevbeler arasında makbul olanı gizlemiştir ki <strong>çokça tevbe edilsin. (Bilhassa da seherlerde istiğfâr edilsin.)</strong></div> <div>Canlılar için ölüm vaktini gizlemiştir ki <strong>her an ölüme hazır olmak gerektiği şuuruyla yaşansın.</strong></div> <div>Kadir Gecesi’ni de Ramazan geceleri arasında gizlemiştir ki <strong>bütün Ramazan gecelerine îtinâ gösterilsin.”</strong> (Râzî, Tefsîr-i Kebîr, XXIII, 281-282)</div> <div><strong>KADİR GECESİ'NİN İHYASI İÇİN GÖSTERİLEN GAYRET</strong></div> <div>Bizzat Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in; <strong>Kadir Gecesi</strong>’ni ihyâ için husûsî bir gayret sergilediğini, çeşitli mânevî işaretlerle bütün Ramazan gecelerinde o mübârek geceyi aradığını, bu vesileyle son on günde îtikâfa girdiğini görüyoruz.</div> <div>Sahâbe-i kiram da bu azim ve heyecan ile, vecd içinde geceleri ihyâ ediyordu. Abdullah İbn-i Mes‘ûd -radıyallâhu anh-, Kadir Gecesi’ni ihyâ gayretini bütün seneye yaymak gerektiğini ifade ederek;</div> <div>“Kim bütün seneyi ihyâ ederse, Kadir Gecesi’ni de idrâk etmiş olur!” (Müslim, Sıyâm, 220) buyurmuştu.</div> <div>Buradan hareketle halk irfânı da şöyle demiştir:</div> <div>“Her gördüğünü Hızır, her geceyi kadir bil!”</div> <div>Şu sual de sahâbe-i kirâmın Kadir Gecesi’ni idrak heyecanının bir başka şâhididir:</div> <div>Âişe -radıyallâhu anhâ- Vâlidemiz anlatır:</div> <div>“–Ey Allâh’ın Rasûlü! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl duâ edeyim?” diye sordum.</div> <div>Peygamberimiz;</div> <div>اَللّٰهُمَّ اِنَّكَ عَفُوٌّ كَر۪يمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ى</div> <div>“<strong>«–Allâhım! Sen çok affedicisin, sonsuz kerem sahibisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!» </strong>diye duâ et!” buyurdu. (Tirmizî, Deavât, 84)</div> <div>Ramazân-ı şerîfin müjdelerinden biri de, bu mübârek mevsimin infâk ile ihyâ edilmesiyle alâkalıdır.</div> <div> </div>