USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Kaybolan Komşuluk: Bir fincan şekerin hatırası

Eskiden mahalle hayatının bir sıcaklığı vardı. Kapı çaldığında kimse "Kim bu?" diye merak etmez, gelen komşudur diyerek kapı açılırdı.

Kaybolan Komşuluk: Bir fincan şekerin hatırası

Bazen bir fincan şeker, bazen bir tabak yemek ya da sadece hal hatır sormak için gelirdi o komşular. O sıcak, samimi ilişki, hayatımızın en doğal parçasıydı.

Şimdi düşünün; en son ne zaman komşunuzun kapısını çaldınız? Ya da bir komşunuz sizi görmeden önce nasılsınız diye sordu mu? Günümüzde apartmanlar büyüdükçe, katlar yükseldikçe insanlar arasındaki bağlar küçülmeye başladı. Aynı binada oturan insanlar birbirini tanımıyor, selamlaşmıyor bile.

Oysa komşuluk, yalnızca ihtiyaç anında yan yana olmak değil, hayatın küçük detaylarını paylaşmaktır. Yaz günü kapınıza gelen bir kase dondurma, kış akşamında soba başında içilen bir fincan çay ya da bayram sabahı yapılan o küçük ziyaretler... Bunlar sadece anı değil, bir bağ kurmanın en güzel yollarıydı.

Günümüzde teknoloji sayesinde uzaklardaki sevdiklerimize kolayca ulaşabiliyoruz, ama yanı başımızdakilerden habersiziz. Ekranlara bakarken yan kapının ardında ne olduğunu unuttuk. Komşuluk dediğimiz kavram, gitgide bir nostaljiye dönüşüyor.

Belki de yeniden başlamanın vakti gelmiştir. Küçük bir “Merhaba” ya da “Nasılsınız?” demek, bir tabak yemekle kapıyı çalmak... Bunlar sadece komşuluk değil, insan olmanın da bir gereği. Çünkü en zor zamanlarda bile yanınızda olan, bazen akrabalarınız değil, komşularınızdır.

Bugün, evden çıkarken komşunuza bir selam verin. Belki uzun zamandır konuşmadığınız birine küçük bir ikramda bulunun. Bu küçük adımlar, kaybolan komşuluğun sıcaklığını yeniden hissettirebilir. Çünkü hayatı güzelleştiren, insanın insana dokunduğu o küçük anılardır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ