RASÛLULLAH'IN BIRAKTIĞI İKİ ÖNEMLİ ŞEY

Bir başka rivayete göre Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:

“-Size iki önemli şey bırakıyorum. Bunlardan biri Allah’ın Kitâb’ıdır. O Allah’ın ipidir. Ona yapışan doğru yolu bulur. Onu bırakan da yolunu sapıtır.” (Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 37. Riyazussalihin Terceme ve Şerhi, c. 2, s. 647)

Zeyd ibni Erkam’ın muhtelif mevzularda hadis rivayeti vardır. Hazreti Ebu Bekir Sıddık’ın haram lokma konusundaki hassasiyetini gösteren şu hadis-i şerifi de o rivayet etmiştir. Şöyle ki:

“-Hazreti Ebu Bekir’ın, arasıra kendisine hile yapan bir kölesi vardı. Bir akşam bu köle ona bir yemek getirdi. Hazreti Ebu Bekir de ondan bir lokma aldı. Köle ona:

“-Bugün sana ne oldu? Her zaman bir şey getirdiğimde nereden aldığımı sorardın. Bugün sormadın” dedi. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir:

“-Çok acıktığımdan olmalı! Sahi sen bu yemeği nereden getirdin?” diye sordu.

Köle şöyle cevab verdi.

“-Cahiliye döneminde tanıdığım bir arkadaşımın yanına uğradım. Düğün yapıyorlardı; bana da bu yemeği verdiler” dedi.

Bunları işiten Hazreti Ebu Bekir kölesine celallendi ve: “-Sen beni helâk mı etmek istiyorsun?” dedi. Sonra parmağını sokarak istifrâ etmek istediyse de hiçbir şey çıkaramadı. Kendisine : “-Ya Eba Bekir! Ancak su ile çıkarabilirsin!” dediler. O da hemen su getirilmesini emretti.

Bir yandan su içiyor, bir yandan da yediğini dışarı çıkarmaya çalışıyordu. Yediklerini çıkarıncaya kadar bu şekilde devam etti. Orada bulunanlar: “-Allah sana merhamet etsin. Bütün bunları bir lokma yemek için mi yapıyorsun?” dediler.

Cevap olarak onlara şöyle söyledi: “-Canımın çıkacağını bilsem yine de o lokmayı çıkarırdım. Çünkü ben Rasûlullah’ın: “Haramdan oluşup gelişen vücutlar için en layık şey ateştir” buyurduğunu işittim. İşte bunun için vücudumun bu bir lokmadan yararlanmasından korktum” dedi. (Ebu Nuaym, Hilye I/31; Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, 3/164-165)

Zeyd, günlük hayatta bize lazım olacak duaları öğretir ve şunları nakleder:

“-Rasûlullah Efendimiz namazı bitirince:

“Ey Rabbimiz!.. Ey her şeyin Rabbi!.. Ben şehadet ederim ki, ancak sensin rab! Biriciksin sen, ortağın yoktur.

Ey Allah’ım!.. Ey Rabbimiz!.. Ey her şeyin Rabbi!.. Ben şehadet ederim ki, Muhammed senin kulun ve Rasûlündür.

Ey Allah’ım!.. Ey her şeyin Rabbi!.. Ben şehadet ederim ki, bütün kullar kardeştirler.

Ey Allah’ım!.. Ey Rabbimiz!.. Ey her şeyin Rabbi!.. Beni kendim için ve ehlim için ihlaslı kıl ve her saatte, dünyada ve ahirette.

Ey celal ve ikram sahibi!.. Dinle ve duamı kabul eyle!.. Allah yücelerin en yücesidir.

Ey Allah’ım!.. Gökleri ve yeri nurlandır!.. Allah yücelerin en yücesidir.

Allah bana kâfidir. O ne güzel vekildir. Allah yücelerin yücesidir” diye dua ederdi. (Bidaye, IV/243; Hilye, I/119)

Bir başka hadis-i şerifde de günlük şu duayı bizlere öğretir.

RASÛLULLAH'IN DUÂSI

“-Zeyd İbni Erkam’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dua ederdi:

“Allahım! Âcizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve kabir azâbından sana sığınırım. Allahım! Nefsime takvâ nasip et ve onu her türlü günahtan temizle; onu en iyi temizleyecek sensin. Ona yardım edip eğitecek sadece sensin. Allahım! Faydasız ilimden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.” (Riyazussalıhın Terceme ve şerhi c. 6, s. 456 Müslim, Zikir 73)

Zeyd ibni Erkam, ömrünün son dönemlerinde Kûfe’ye yerleşti. 66 hicri / 686 miladi senede orada vefat etti.

Allah ondan razı olsun. Rabbimiz cümlemize Zeyd'in ıhlas ve samimiyetinden hisseler nasib edip, şefaatlerine nail eylesin. Amin.