Diyarbakır’ın tarihi surlarının gölgesinde yükselen Ulu Cami, şehrin en önemli ibadet merkezlerinden biri olarak asırlardır dimdik ayakta duruyor. Ancak, bu görkemli yapı, bir zamanlar Hristiyan aleminin önemli bir kilisesiydi.

Ulu Cami’nin geçmişi, Roma İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor. O dönemde Mar Toma Kilisesi olarak bilinen yapı, bölgedeki Hristiyan topluluğun ana ibadet merkeziydi. Ancak, 7. yüzyılda İslamiyet’in Diyarbakır’a ulaşmasıyla birlikte, yapı camiye dönüştürüldü.

Dönüşüm süreci, yalnızca bir din değişikliğinden ibaret değildi. Yapının mimarisinde de önemli değişiklikler yapıldı. Kilisenin ana planı korunarak, mihrabın eklenmesi ve minarenin inşa edilmesi gibi İslami unsurlar eklendi. Bu sayede, Ulu Cami, hem Hristiyan hem de İslam mimarisinin izlerini bir arada barındıran nadir bir yapı haline geldi.

Bugün Ulu Cami, binlerce yılın tanıklığını taşıyan taşlarıyla, Diyarbakır’ın ruhunu yansıtmaya devam ediyor. İbadete açık olan cami, aynı zamanda şehri ziyaret edenlerin tarih ve kültür yolculuğunun da vazgeçilmez bir durağı. Her bir köşesi, geçmişten bugüne uzanan bir hikâyeyi fısıldarken, bu dönüşümün izleri hala gözle görülür şekilde korunuyor.

Diyarbakır Usulü Bu Tarifi Daha Önce Denediniz Mi? Diyarbakır Usulü Bu Tarifi Daha Önce Denediniz Mi?

Muhabir: BERİVAN KILIÇ